|
KYAİŞ ile Mücadelede Jandarmanın Rolü
Emniyet ve asayiş işleriyle diğer görev ve hizmetlerin ifası yönünden İçişleri Bakanlığına bağlı bulunan Jandarma, polisle beraber, 6284 sayılı Kanunun uygulanmasından sorumlu olan kolluk kuvvetidir. Şiddete uğrayan kadınlara hizmet sunan kolluk kuvvetleri mevzuata göre polis, jandarma ve sahil güvenlik görevlilerini ifade eder.
Kolluk, kendisine yapılan ihbar veya şikâyet üzerine genel hükümler doğrultusunda gerekli işlemleri yapar. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Kanun kapsamında almış olduğu koruyucu ve önleyici tedbirleri onaylanmak üzere tedbirin niteliğine göre mülki amire veya hâkime sunar. Kolluk, kendisine intikal eden her olay hakkında gecikmeksizin en seri vasıtalarla ŞÖNİM’e bilgi verir. (6284 sayılı Kanuna İlişkin Uygulama Yönetmeliği’nin 5/1 maddesi)
KYAİŞ ile mücadelede kadınlara önleyici ve müdahale hizmetleri sunan kurumlardan birisi Jandarmadır.
Yetki ve görev sahası bakımından ülkenin büyük bir bölümünde görev yapan ve adli kolluk görevini de yürüten polis ve jandarma teşkilatları, kadınların şiddete maruz kaldıklarında doğrudan başvurdukları ilk merkezlerdir.
7 gün 24 saat hizmet veren Alo 155 Polis İmdat Hattı ile Alo 156 Jandarma İmdat Hattı üzerinden telefonla yapılan ihbar, şikayet ve başvurular kabul edilmekte ve gerekli müdahaleler ile yönlendirmeler yapılmaktadır.
Sonuç olarak Jandarma Genel Komutanlığı’nca hazırlanan 04.07.2013 tarihli Aile İçi Şiddet, Kadına Yönelik Şiddet ve Çocuk Suçlarıyla Mücadelede Jandarmanın Görev Yetki ve Sorumlulukları Yönergesi’nde belirtildiği gibi: “Aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet, içinde yaşadığımız çağın en önemli sorunları arasında yer almakta olup ciddi bir sosyal problem olarak varlığını sürdürmektedir. Aile içi şiddetle mücadele çok boyutlu ve bütüncül bir yaklaşımı gerektirdiği için toplumun tüm kesimlerinin ortak ve kararlı mücadelesi, disiplinler arası bir yaklaşım ve ilgili tüm tarafların sürecin içinde yer alması” çok önemlidir.
Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Şube Müdürlüğü
2012 yılında, kadına ve çocuğa yönelik işlemlerin tek elden yürütülmesi, koordinesi ve birliklerin yönlendirilmesi, bu konularda kurumsal hafızanın yerleştirilmesi ve gelişmelerin takibi maksadıyla, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde “Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Şube Müdürlüğü” kurulmuştur.
http://www.jandarma.gov.tr/asayis/Aile_Cocuk/yeni_sayfa_1.htm
Çocuk ve Kadın Kısım Amirlikleri (ÇKKA)
Aile içi şiddetin önlenmesi, suça sürüklenen ve korunma ihtiyacı olan çocuklara yönelik hizmetlerinin iyileştirilmesi ve daha etkin yürütülebilmesi için; 37 İl J.K.lığı (Ankara, İstanbul, Adana, Balıkesir, Aydın, Erzurum, Samsun, Konya, Bursa, İzmir, Afyonkarahisar, Kütahya, Eskişehir, Denizli, Muğla, Kayseri, Edirne, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Hatay, Mersin, Kastamonu, Kars, Antalya, Manisa, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale, Kocaeli, Düzce, Yalova, Karabük, Ordu, Trabzon, Osmaniye ve Burdur) Asayiş Ş.Md.lükleri bünyesinde “Çocuk ve Kadın Kısım Âmirlikleri” teşkil edilmiş olup, diğer 44 ile ise işlem astsubayı atanmıştır. Bu birimlerin ülke genelinde açılmasına yönelik plan doğrultusunda 81 il genelinde İl. J.K.lıklarında kuruluş işlemleri devam etmektedir.
Çocuk ve Kadın Kısım Amirlikleri, Jandarma Genel Komutanlığı’nın KYAİŞ’in önlenmesi için yerel düzeyde teknik kapasitesinin artırılması için oluşturulmuştur. Çocuk ve Kadın Kısım Amirlikleri, il düzeyinde kadına yönelik şiddet olayları ile ilgilenen özel bir birimdir. Bu Amirlikler, Jandarma Genel Komutanlığının KYAİŞ ile mücadele için belirlenmiş hedeflerini illere yansıtabilmesi konusunda önemli bir rol oynamaktadır.
Personelin ana görevi aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet olaylarının önlenmesi ve meydana gelen olaylarla ilgili işlemlerin yürütülmesidir.
Ayrıca İl J/İlçe J. ve J.Krk.K.lıklarındaki görevli personle, korunma ihtiyacı olan ve suça sürüklenen çocuklar ile aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet olayları ile ilgili adli ve idari işlemlerin yürütülmesinde ve eğitim konusunda da destek sağlarlar.
Türk Ceza Kanunu Kapsamında KYŞM
Aile içi kadına yönelik şiddet bir suçtur ve bu suçu işleyenler TCK’nın ilgili maddelerine göre cezalandırılır. TCK’da kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi açısından üç ana kısımda sayılan belli başlı suçlar şunlardır.
I- Kişilere Karşı Suçlar Bölümünde;
- “Hayata Karşı Suçlar” başlığı altındaki kasten öldürme suçunda töre saiki ile öldürme (mad. 82)
- “Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar” başlığı altındaki kasten ve taksirle yaralama (mad.86 ve 89)
- “İşkence ve Eziyet” başlığında işkence ve eziyet (mad.94 ve 96)
- “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” başlığı altındaki cinsel saldırı (md.102), çocuğun cinsel istismarı (mad.103), reşit olmayanla cinsel ilişki (md.104) ve cinsel taciz (mad.105)
- “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altındaki cebir (mad. 108), kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma (mad.109), iş ve çalışma hürriyetinin ihlali (mad.117), haberleşmenin engellenmesi (mad.124)
II- Topluma Karşı Suçlar Bölümünde;
- “Genel Ahlaka Karşı Suçlar” başlığı altındaki hayasızca hareketler (mad.225), müstehcenlik (mad. 226) ve fuhuş (mad. 227)
- “Aile Düzenine Karşı Suçlar” başlığı altındaki birden çok evlilik, hileli evlenme, dinsel tören (mad.230), kötü muamele (mad. 232), aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerin ihlali (mad. 233), çocuğu kaçırma ve alıkoyma (mad. 234)
III- Millete-Devlete Karşı Suçlar Bölümünde;
- “Adliyeye Karşı Suçlar” başlığı altındaki genital muayene (mad. 287)
Daha fazla bilgi için bakınız, Türk Ceza Kanunu(TCK)
Türk Ceza Kanununda sayılan bu suçlar, eş, çocuk ve diğer aile bireylerine karşı işlenmiş oldukları durumlarda genellikle verilen cezalar arttırılmaktadır. Bir kısmı şikayete bağlı olmakla beraber çoğu şikayete bağlı olmayan suçlardır.
Türk Ceza Kanunu(TCK) ile 6284 sayılı Kanun’da suç olarak sayılan fiillerin soruşturulması 5237 sayılı CMK’ya göre yapılmaktadır.
6284 Sayılı Kanun Kapsamında KYŞM
Kanunun Amaç ve Kapsamı
Kanunla şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddet veya şiddet tehdidinin önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu kanunun uygulanmasında ve gerekli hizmetlerin sunulmasında uyulması gereken temel ilkeler 1. maddede şu şekilde sıralanmıştır.
Kanunun Uygulanması ve Gerekli Hizmetlerin Sunulmasında Uyulacak İlkeler:
“a) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, özellikle Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve yürürlükteki diğer kanuni düzenlemeler esas alınır.
b) Şiddet mağdurlarına verilecek destek ve hizmetlerin sunulmasında temel insan haklarına dayalı, kadın erkek eşitliğine duyarlı, sosyal devlet ilkesine uygun, adil, etkili ve süratli bir usul izlenir.
c) Şiddet mağduru ve şiddet uygulayan için alınan tedbir kararları insan onuruna yaraşır bir şekilde yerine getirilir.
ç) Bu Kanun kapsamında kadınlara yönelik cinsiyete dayalı şiddeti önleyen ve kadınları cinsiyete dayalı şiddetten koruyan özel tedbirler ayrımcılık olarak yorumlanamaz.”
Emniyet ve asayiş işleriyle diğer görev ve hizmetlerin ifası yönünden İçişleri Bakanlığına bağlı bulunan Jandarma, polisle beraber, 6284 sayılı Kanunun uygulanmasından sorumlu olan kolluk kuvvetidir.
6284 sayılı Kanun şiddet uygulayana ve şiddete maruz kalana yönelik önleyici ve koruyucu tedbir kararı verme yetkisini kural olarak hakime tanımıştır. Bazı hallerde mülki amir tarafından da koruyucu tedbir kararı verilebilmektedir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde hakim veya mülki amir tarafından alınacak bu tedbirlerden bazılarını alma yetkisi kolluk amirine de verilmiştir.
Koruyucu veya önleyici tedbir kararlarının alınması ve yerine getirilmesi aşamasında şiddet mağduru ile şiddet uygulayan arasında hiçbir şekilde uzlaşma ya da arabuluculuk önerilemez.
6284 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Uygulama Yönetmeliği’nde gösterilmiştir. Daha fazla bilgi için bakınız, 6284 sayili Kanun ve 6284 sayılı Kanun Uygulama Yönetmeliği.
Türk Ceza Kanunu(TCK) ile 6284 sayılı Kanun’da suç olarak sayılan fiillerin soruşturulması 5237 sayılı CMK’ya göre yapılmaktadır.
Jandarmaya Başvuru
Doğrudan Müracaat
Şiddet mağdurları Jandarmaya bizzat gelerek müracaat edip yardım isteyebilmekte ve şikayetçi olabilmektedirler. Aile içi şiddete maruz kalmış kadınlar, Jandarmaya doğrudan müracaat etmenin yanında telefonla, üçüncü şahısların ihbarıyla veya kamu görevlilerinin bildirimiyle de ulaşabilmektedirler.
Telefonla İhbar
İhbarlar, jandarmanın ALO 156, polisin 155 hattı, 112 Acil İmdat ve ASPB’nın ALO 183 hatları üzerinden yapılabileceği gibi Jandarma birimlerinin direkt telefonlarının aranmasıyla da yapılabilmektedir. Telefonla arayan kişinin jandarmaya gelmeye çekinen ya da gelme imkanı olmayan bir kişi olabileceği gözetilerek ihbarlar ivedilikle değerlendirilmelidir.
Üçüncü Şahısların ve Kamu Görevlilerinin Bildirimi
Türk Ceza Kanuna göre, işlenmekte olan bir suçu bildirmeme de bir suçtur ve cezalandırılır. (TCK 278, 279, 280) Ayrıca, kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenen kamu görevlisi, gecikme göstermeksizin yetkili makamlara bildirimde bulunmalıdır. Özellikle, görevini yapan adli kolluk görevlisi ve sağlık mesleği mensuplarının bildirim yükümlülüğü Kanunda ayrıca düzenlenmiştir.
Acil tıbbi müdahale ve tedaviyi gerektiren şiddet olaylarının ihbarı, sağlık kuruluşlarına intikali sonrası sağlık görevlileri tarafından yapılmaktadır. Sağlık kuruluşları dışında Aile ve Sosyal Politikalar İl ve İlçe Müdürlükleri, Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM), eğitim kurumları ve çeşitli kurum ve kuruluşlardan da ihbarlar gelebilmektedir.
Sivil toplum kuruluşlarından (STK’lardan) gelen ihbarlar dahil üçüncü şahısların ihbarı yoluyla öğrenilen şiddet olayları zamanında değerlendirilmeli ve gecikmeksizin müdahale edilmelidir.
Şiddete Maruz Kalan Kadınların Başvuru Süreci
Müracat/Şikayetçi ve Şikayet/İhbar Ayrımlarına Dikkat
Her mağdur şikayetçi olmayabilir bu nedenle mağdur ve şikayetçi olarak bahsedilen kişilerin her zaman aynı kişiler olmayabileceğine dikkat edilmelidir. Aynı şekilde şikayet ile ihbar da birbirinden farklı kavramlardır. Suçtan zarar gören veya mağdur şikayetçi olabilir, suçtan zarar görmeyip suçu bildiren kişi sadece ihbar edendir.
CMK Kapsamında Adli İşlemler
Türk Ceza Kanunu(TCK) ile 6284 sayılı Kanun’da suç olarak sayılan fiillerin soruşturulması 5237 sayılı CMK’ya göre yapılmaktadır.
Adli soruşturma ve ceza mahkemelerinde dava açmak yetkisi Cumhuriyet Savcılarına aittir. CMK’ya göre soruşturma işlemleri Cumhuriyet Savcısı tarafından kolluk marifetiyle yürütülür.
Kolluk kuvvetlerinden birisi olan Jandarma, 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunun 7. maddesi ile CMK 164. maddeye göre, işlenmiş suçlarla ilgili olarak kanunlarda belirtilen işlemleri yapmak ve bunlara ilişkin adli hizmetleri yerine getirmekle görevlendirilmiştir.
Şiddete uğrama tehlikesi bulunan veya şiddete maruz kalan kadının başvurusunu alan veya olayı öğrenen Jandarma CMK kapsamında adli işlemleri yapmaya başlar.
- İlk olarak şiddetin devamını önler.
- Derhal durumu Cumhuriyet Savcısına bildirir.
- Cumhuriyet Savcısının emir ve talimatları doğrultusunda ifade alma ve diğer gerekli tüm adli işlemleri yapar.
- Aile İçi Şiddet Olayları Kayıt Formunu doldurur
- Risk değerlendirilmesini yapar.
- Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde gerekli önleyici tedbirleri hemen alır.
- Olaya ilişkin diğer kurum ve kuruluşları bilgilendirir.
- 6284 sayılı Kanun kapsamında hakim tarafından alınan veya onaylanan tedbir kararlarını taraflara tebliğ eder
Kararların uygulanmasını izler.
Tablo 1.
Alt Başlıklar:
Adli Soruşturmayı Gerektiren Bir Olayın Haber Alınması ve Cumhuriyet Savcısına Bilgi Verilmesi
Adli olay; takibi, soruşturma ve kovuşturması adli makam ve mercilerin yetki ve sorumluluğunda olan, ceza hukuku açısından “suç” olarak nitelenen unsurlar taşıyan olaylara denir.
Jandarma tarafından öğrenilen adli olaylar derhal ilgili Cumhuriyet savcısına bildirilmelidir. Jandarma tarafından savcıya bildirilen adli olaya ilişkin görüşme tutanağı tanzim edilir ve savcının emir ve talimatları bu tutanağa yazılır.
Mesai saatleri dışında, hafta sonu ve resmi tatil günlerinde meydana gelen olaylar ile adli işlemlere bakmak üzere; her adliyede yeteri kadar Cumhuriyet Savcısı nöbetçi olarak görev yapar. Nöbetçi Cumhuriyet savcısı nöbeti sırasında meydana gelen tüm adli olaylara bakar, gecikmesinde sakınca bulunan tüm soruşturma öncelikle işlemlerini yapar.
Cumhuriyet Savcılığındaki tüm soruşturmalar prensip olarak gizlidir (CMK mad. 157). Kolluk görevini yürütürken Jandarma tarafından soruşturma işlemlerinin gizliliği konusunda gerekli dikkat ve özen gösterilir, kurum üst amirleri de dâhil olmak üzere basına vb üçüncü kişilere soruşturmanın gizliliğini ihlal edecek bilgi ve belge verilmez, açıklama yapılmaz ve maddi delillerle temas etmeleri engellenir.
Gizlilik prensibi özellikle mağdurların fail ve yakınlarından gelebilecek yeni tehditlere karşı korunması açısından çok önemlidir.
Başa Dön
Mağdur İle Şikayetçinin Hakları
Soruşturma işlemleri yürütülürken mağdur ile şikayetçinin haklarının bilinmesi ve yapılacak tüm işlemlerde bu hakların kullanılmasının sağlanması ve temin edilmesi gerekmektedir.
Jandarma birimlerine ulaşan sözlü ve yazılı ihbar veya şikayet derhal tutanağa geçirilir. İhbarlar şiddete uğramış veya uğrama tehlikesi bulunan kişiler, bu kişilerin yakınları, duruma tanık olanlar tarafından Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne, mülki amire, Cumhuriyet Savcılığına, hakime, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM)’e yapılmış ve oradan Jandarma birimine ulaşmış olabilir.
Başa Dön
Mağdurun avukat talep etme ve delillerin toplanmasını isteme hakkı
Mağdur ile şikayetçinin hakları
CMK Madde 234 (1) Mağdur ile şikâyetçinin hakları şunlardır:
a) Soruşturma evresinde;
1. Delillerin toplanmasını isteme,
2. Soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak koşuluyla Cumhuriyet savcısından belge örneği isteme,
3. (Değişik: 24/7/2008-5793/40 md.) Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,
4. 153 üncü maddeye uygun olmak koşuluyla vekili aracılığı ile soruşturma belgelerini ve elkonulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceletme,
5. Cumhuriyet savcısının, kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararına kanunda yazılı usule göre itiraz hakkını kullanma.
Mağdur ve şikayetçi dinlenilmeden önce CMK 234. maddede yazılı hakları anlatılır ve açıklanır. Bu hatırlatmanın yapıldığı ifade tutanağına
( mağdur/şikayetçi ifade tutanağı) geçirilir.
Mağdur ile şikayetçi CMK 234. maddeye göre, jandarmadan hemen delillerin toplanmasını talep edebilecekleri gibi vekilleri bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine ücret ödemesine gerek kalmadan avukat görevlendirilmesini isteyebilir.
Ayrıca mağdur, onsekiz yaşını doldurmamış, sağır veya dilsiz ya da meramını ifade edemeyecek derecede malûl olur ve bir vekili de bulunmazsa istemi aranmaksızın bir avukat görevlendirilecektir.
Mağdur veya şüpheli çocuk (18 yaşından küçük) olması halinde ifadesi alınmaz, sadece kimlik tespiti yapılır, yaş durumu mutlaka nöbetçi Cumhuriyet savcısına bildirilir. 18 yaşından küçük şüpheli ve müşteki veya mağdurların mutlaka avukat huzurunda ifadesi alınır.
Yine 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 16 ıncı, 31 inci ve devamı maddeleri gereğince çocuk suçları ile ilgili soruşturmaları bizzat Cumhuriyet savcıları ve kolluğun çocuk birimleri tarafından yapılması gerekmektedir.
Mağdurun bir defa dinlenilmesi kuralı
Mağdur ile şikâyetçinin dinlenmesi
CMK Madde 236 – (1) Mağdurun tanık olarak dinlenmesi halinde, yemin hariç, tanıklığa ilişkin hükümler uygulanır.
(2) İşlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş çocuk veya mağdur, bu suça ilişkin soruşturma veya kovuşturmada tanık olarak bir defa dinlenebilir. Maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunluluk arz eden haller saklıdır.
(3) Mağdur çocukların veya işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş olan diğer mağdurun tanık olarak dinlenmesi sırasında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulur. Bunlar hakkında bilirkişilere ilişkin hükümler uygulanır.
Özellikle cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarda mağdurların tekrar tekrar dinlenmesi ve ifadelerine başvurulması mağduriyetlerinin tekrarına (ikincil mağduriyet) yol açabilmektedir. Bu nedenle psikolojisi bozulan mağdurların durumu tutanağa geçirilir ve Cumhuriyet Savcısına haber verilir ve eğer kollukta ifadesi alınacaksa bir avukat ve psikolog eşliğinde ifadesi alınır.
Ayrıca mağdurun alınacak ifadesinin ileride eğer dava açılırsa tekrar kullanılabilmesi için CMK 52/3 üncü maddesi gereği görüntü ve/veya ses kaydı yapılması gerekebilir.
Şiddet Mağdurlarına Kolluğun Yaklaşımı, Davranış ve Diyalog Yöntemleri
Kolluğa başvuru esnasında, mağdurla yüz yüze iletişimde yapılması gerekenler;
- Mümkünse, şiddete maruz kalan kişinin adı önceden öğrenilmelidir.
- Önceden adı öğrenilemediyse, önce ifadeyi alan personel kendini tanıtmalı sonra mağdurun adı sorulmalıdır.
- Mağdur görüşme odasına sıcak bir ifadeyle davet edilmelidir.
- Mağdur olan kişinin elini sıkmamaya ve dokunmamaya özen gösterilmelidir.
- Mümkünse mağdurun, kapıyı gören bir şekilde oturtulmasına dikkat edilmelidir.
- Bir bardak su veya çay ikramı yapılabilir.
- “Siz” diyerek hitap edilmeli, duruma göre izni alınarak “sen” diye hitap edilebilir.
- “Sıkıntılarınızı öğrenmek ve size yardımcı olmak istiyorum.”, “Sizi dinlemeye hazırım.” gibi ifadelerle dinlemeye hazır olunduğu belirtilmelidir.
- En önemli prensip; mağduru dinlemektir. Görüşme için yeterli zaman ayrılmalıdır. Mağdura (ağlayana vb.) müdahale edilmemelidir ancak rahatladıktan sonra görüşülmelidir.
- Mağdura karşı önyargılı olunmamalı olabildiğince sakin, kabullenici, anlayışlı, tarafsız ve yargısız olunmalıdır.
- Mağdurun yüzüne bakılmalı, aynı seviyede olacak şekilde ve şahsa doğru hafifçe eğilerek oturulmalıdır.
- Aradaki mesafe çok uzak veya çok yakın olmamalıdır.
- Şahısla göz teması kurulmalı, onun söylediklerine ilgi gösterilmelidir.
- Kolluk görevlisinin yüz ifadesi, şahsın söyledikleri ile tutarlılık göstermelidir.
- Yumuşak bir ses tonu ile ve acele etmeden konuşulmalıdır.
- İletişim sırasında kullanılan sözcüklerin, cümle yapısının, mağdurun anlayabileceği ve izleyebileceği düzeyde olmasına dikkat edilmelidir.
Mağdura Sorular Sorulurken Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Sorular, olayı ve mağdurun isteklerini anlamaya yönelik olmalıdır.
- Yargılayıcı, cevabı belli ve sorgulama tipinde sorular sorulmamalıdır.
- Sorular, kişinin duygu ve düşüncelerini kendi tarzıyla ifade etmesi için, açık uçlu sorular olmalıdır. (Örneğin: “Kendinizi nasıl hissettiniz?”)
- Sinirli bir şekilde konuşma ve dinleme yapılmamalıdır.
- Şahısla, hiçbir hususta alaycı ve aşağılayıcı bir ses tonuyla konuşulmamalı, yaşantıları hafife alınmamalıdır.
- Mülakat esnasında başka şeylerle uğraşılmamalıdır.
- Şahsı bir an önce karar vermeye yöneltmek adına, ısrarcı sorular sorulmamalıdır.
- Davranışlarda isteksiz olunmamalıdır.
- Şahsın maruz kaldığı davranışa veya olaya teşhis konulmamalı, yaptığı seçimler eleştirilmemelidir.
Daha fazla bilgi için bakınız:
Şiddet Mağduru Kadınlarla Görüşme
Başa Dön
Mağdurun Doğrudan Jandarmaya Başvurusu Halinde İlk Müdahale (Sağlık Kuruluşuna Sevk)
Şiddet mağdurunun başvurusundan sonra ilk yapılması gereken, şiddete ilişkin bulguların tespiti için gerekli muayene ve tedavisi yapılmak üzere ivedilikle en yakın sağlık kuruluşuna sevk edilmesidir. Mağdurun sağlık kuruluşuna götürülmesi jandarma refakatinde gerçekleştirilir.
Muayene ve tedaviye ilişkin hususların kayıt altına alındığı raporlar hekim tarafından düzenlenir.
Mağdura ilişkin muayene CMK 76 ve 77. maddelere göre yapılır. Diğer kişilerin beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması başlıklı 76. Maddeye göre;
“Bir suça ilişkin delil elde etmek amacıyla, mağdurun vücudu üzerinde dış veya iç beden muayenesi yapılabilmesine veya vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesine; sağlığını tehlikeye düşürmemek ve cerrahî bir müdahalede bulunmamak koşuluyla; Cumhuriyet savcısının istemiyle ya da re'sen hâkim veya mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebilir. Cumhuriyet savcısının kararı, yirmidört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur. Hâkim veya mahkeme, yirmidört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz.
Mağdurun rızasının varlığı halinde, bu işlemlerin yapılabilmesi için birinci fıkra hükmüne göre karar alınmasına gerek yoktur.”
CMK 77. Maddeye göre ise “Kadının muayenesi, istemi halinde ve olanaklar elverdiğinde bir kadın hekim tarafından yapılır.”
Muayene ve tedaviye ilişkin esaslar ise,
Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkındaki Yönetmelik
Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkındaki Yönetmelik’te düzenlenmiştir.
Yönetmeliğin, kadının muayenesi başlıklı 11. maddesinde “Kadının muayenesi, istemi hâlinde ve olanaklar elverdiğinde bir kadın tabip tarafından yapılır. Muayene edilecek kadının talebine rağmen bir kadın tabibin bulunmasına olanakların elvermediği durumlarda; muayene sırasında tabip ile birlikte bir başka kadın sağlık mesleği personelinin bulundurulmasına özen gösterilir.”
İlgilinin rızası başlıklı 18’inci maddesinde; “Mağdurun rızasının varlığı hâlinde bu işlemlerin yapılabilmesi için Yönetmeliğin 7’ nci ve 8’ inci maddeleri uyarınca karar alınmasına gerek yoktur. Bir suçun aydınlatılmasını sağlamak amacıyla, şüpheli, sanık ve diğer kişilerin kendiliğinden başvurarak rıza göstermeleri hâlinde, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi, kovuşturma aşamasında ise hâkim veya mahkeme kararıyla tıbbî muayeneleri yapılabilir ya da vücutlarından örnek alınabilir.”
Raporların düzenlenmesi başlıklı 20. Maddesinde; “ Tabip raporları üç nüsha hâlinde düzenlenir. Raporu düzenleyen sağlık kuruluşunca iki nüshası kapalı ve mühürlü zarf içerisinde ilgili Cumhuriyet başsavcılığına, hâkimliğe veya mahkemeye en seri şekilde iletilir. Raporun bir nüshası raporu düzenleyen sağlık kuruluşunda kalır.”
Başa Dön
Mağdurun Doğrudan Jandarmaya Başvurusunun Olmadığı Hallerde İlk Müdahale
Adli Kolluğun öncelikli görevi karşılaştığı suçun işlenmesini önlemektir (Adli Kolluk Yönetmeliği Madde 5).
Herhangi bir müracaat sonrasında mağdurun bulunduğu olay mahalline giden Jandarma ilk olarak şiddet olayının devamını önler; tarafları ayırır, her iki taraf (mağdur ve şiddet uygulayan) ile suçun tespiti ve olayın aydınlatılmasına ilişkin ayrı ayrı görüşür. Görüşmeyi mağdur ya da failin başkaları tarafından rahatsız edilmeyeceği, kişisel mahremiyete ve haklara saygı gösterilen bir ortamda yapar.
Olayı her iki taraftan da dinler ve bu sırada şahısların silahlarının olup olmadığı, ayrı yaşıyorlarsa ve çocukları varsa çocuklarla ilgili velayet ve kişisel ilişki (ana-baba ile görüşme hakkı) düzenlenmesine ilişkin bir Mahkeme kararı bulunup bulunmadığını, tarafların geçmişte herhangi bir suç işleyip işlemediğini, olayda başkaca mağdur olanların (ebeveyn, çocuk vb.) bulunup bulunmadığını araştırır ve bulguları tutanağa geçirir.
Eğer bu görüşmede tarafların silahının bulunduğu ortaya çıkarsa tanzim edilen bu tutanakla birlikte silah ruhsatsız ise arama kararı, ruhsatlı ise silahın kolluğa teslimine yönelik karar verilmesi için süratle C.Savcılığından karar talep eder.
Olay yeri incelemelerinde, olayın sıcaklığı nedeniyle adli görevi bulunmayan görevlilerin ve meraklı vatandaşların olay yerine girerek, incelemeleri zorlaştırmaları ve delillerin kaybolmasına sebebiyet vermeleri ihtimaline karşılık olay yerinde görevine başlayan kolluk görevlileri CMK’ nın 168. maddesi uyarınca olay yerinde gerekli tedbirleri alır, adli görevi bulunmayan görevliler, basın mensupları ile meraklıların olay yerinden uzak tutulması konusunda azami dikkat ve özeni gösterir.
Olay yerine intikalde, tüm delillerin ve suç aletlerinin uygun bir şekilde muhafaza altına alınmasında Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’ndeki usul ve esaslara uyulur, hızlı davranılır, toplanan deliller ve suç aletleri için tutanak tanzim edilir.
Olay yerini gören kamera bulunması halinde, kamera sistemlerinin hafızalarının yeterli olmaması nedeniyle görüntülerin uzun süre saklanamadığı hususu göz önünde bulundurularak ilgili yerden kamera görüntüleri ivedilikle temin edilir.
Olay ve olay yerine ilişkin ilk işlemlerin bitirilmesinden sonraki işlemler aşağıda yer alan, mağdurun doğrudan jandarmaya başvurusu halinde yapılacak işlemler başlığındaki gibi yapılır.
Başa Dön
Mağdurun Dinlenilmesi ve İfadesinin Alınması
Sağlık durumuna ilişkin işlemlerin yapılmasından sonra mağdur, müracaatının alınması için tekrar jandarma birimine getirilir. Her somut olayın kendi özelliği değerlendirilerek duruma göre başvuranın ifadesi vekil ve uzman ile birlikte alınır.
Müracaat alınırken mağdurların içinde bulundukları travmatik durum dikkate alınarak hareket edilmeli, toplumda yaygın ve yanlış bir şekilde rastlanılan “sen ne yaptın da başına bunlar geldi” sorusu zihinlerden atılmalı, yargılayıcı, alaycı ve kinayeli sorular sorulmamalı, tercihen kadın personelin mağdurla ilgilenmesi sağlanmalı ve işlemlerin uzamadan ama suçun aydınlatılmasına yönelik bilgilerin edinilmesi ihmal edilmeden dikkatlice yapılıp bitirilmesine özen gösterilmelidir. Mağduru yargılamak jandarmanın görevi değildir.
Özellikle yukarıda CMK 236’ıncı maddesinde belirtildiği üzere psikolojisi bozulmuş mağdura olay tekrar tekrar anlattırılmamalı, mağdurun verdiği her bilgi hemen dikkatlice tutanağa geçirilmeli ve bu ifadenin tüm soruşturma ve kovuşturma sürecinde kullanılacak tek beyan olabileceği unutulmamalıdır.
Şikayete tabi olsun olmasın tüm suçlarda mağdurun, mağdur-şüphelilerin ve şüphelilerin ifadeleri alınırken, ifade tutanağına şikayetçi olup olmadıkları da yazılmalıdır.
Jandarma tarafından alınan ifadelerde, şüpheli için CMK 147. maddesindeki usule göre savunma alınmalı, müşteki ve mağdurlar için de CMK 234. maddesindeki usule uygun beyanları alınmalıdır. Kişinin hem şüpheli hem de müşteki olması durumunda her iki maddedeki hakları hatırlatılarak ifade tutanağına geçirilmelidir.
Müştekilere veya mağdurlara mutlaka şikâyetçi olup olmadıkları sorulmalı, şüphelinin birden fazla olması halinde ise hangi şüpheliden ne için şikayetçi olduğu hususu netleştirilmelidir.
İfade işlemlerinden sonra alınacak tedbirleri ve risk durumunu belirlemek üzere, mağdur, şüpheli ve olayla ilgili bilgileri içeren “Aile İçi Şiddet Olayları Kayıt Formu” doldurulur. Formun şiddete uğrayan kadın ile ilgilenen bir kadın personel tarafından doldurulması daha uygun ve yararlıdır.
Doldurulan “Aile İçi Şiddet Olayları Kayıt Formu” verilerine göre risk analizi yapılır ve sonucuna göre mağdur ve şüpheli hakkında alınacak koruyucu ve önleyici tedbirler belirlenir.
Başa Dön
Risk Analizi Nasıl Yapılır?
Risk değerlendirme bir tahmin aracı veya iddiayı kanıtlama aracı değildir. Bu değerlendirme ile şiddet mağdurlarının güvenlik düzeyini ve ihtiyaç duyduğu desteği mümkün olduğunca doğru tespit etmek ve buna bağlı olarak doğru tedbirlerin alınması amaçlanır.
Risk değerlendirmesinde hazır formdaki ( Risk değerlendirme formu) sorular mağdura tek tek okunur ve onun verdiği cevaplar tabloya işlenir. Burada formu dolduran kolluk görevlisinin kendi cevapları değil mağdurun düşüncesi ve hissettikleri önemlidir çünkü şiddete uğradığı ortamı ve şartları en iyi bilen bizzat mağdurun kendisidir.
Bir mağdurun kolluğa her başvurusunda risk değerlendirmesini tekrar yapmak gerekir çünkü risk durağan bir şey değildir ve aradan geçen süre içinde mağdurun içinde bulunduğu risk durumu değişmiş olabilir. Aile içi şiddetin ortaya çıktığı ailelerde zaman içinde şiddetin sıklığının ve dozunun arttığı, daha ağır şiddet eylemlerinin yaşanmaya başlandığı akıldan çıkartılmamalıdır.
Risk değerlendirmesinin sonuçlarının mağdurla paylaşılır ve belirlenen risk durumuna göre yapılması gereken işlemler ve alınması gereken önlemler konusunda aydınlatılır.
Başa Dön
Güvenlik Planı Geliştirme
Güvenlik riski bulunan mağdurlara bir güvenlik planı yapması önerilir ve kendi güvenlik planını geliştirmesine yardım edilir. Güvenlik planı geliştirilmesindeki amaç gelecek şiddet olgularının önlenmesi veya mağdurun şiddetle daha kolay başedip şiddetin sonuçlarından daha az etkilenmesinin sağlanmasıdır.
Mağdura soru sorarak kendisi için olası seçenekleri belirlemesine destek olunur. Burada şiddete uğradığında veya uğrama tehlikesinin varlığında en kısa sürede sığınabileceği güvenli bir yer ve konuşabileceği/yardım isteyebileceği en yakınındaki kişi, tehlike anında yanına alabileceği eşyalarını koyduğu bir acil yardım çantası, bulunduğu yerde silah varsa yapması gerekenler ve benzeri konular konuşulur. Örnek güvenlik plan için bakınız: Güvenlik planı örneği
Hayati tehlikesi olan ve yüksek risk grubundaki mağdurlar herhangi bir önlem ve tedbir istemeseler dahi mutlaka ŞÖNİM veya İl/İlçe ASP Müdürlükleri yetkilileri ile görüştürülmeli, durumu hakkında iyice aydınlatılmalı ve yüksek risk hakkında uyarılmalıdır. Sonuç olarak yurttaşlar talep etmeseler dahi onların can güvenliğini korumak devletin temel yükümlülüklerindendir. ŞÖNİM veya İl/İlçe ASP Müdürlükleri ile ilgili diğer kurumların şiddet mağduru kadınlara sunduğu destekler için bakınız: Aile İçi Şiddete Uğramış Kadınlara Sunulan Hizmetler
Başa Dön
Diğer Kaynaklardan Bilgi Edinme
Mağdurun dinlenilmesinden sonra, soruşturmanın eksik kalmaması için olaya karışan taraflar tespit edilmeli ve ilgili tüm deliller toplanmalıdır. Örneğin, tarafların çocukları bulunup bulunmadığı ve bu çocukların suçtan mağdur olup olmadığı araştırılmalı ve çocukların korunmasına ilişkin gerekli tedbirler alınmalıdır.
Şiddete uğrayan kadınların, işlenen suçun etkisiyle psikolojileri bozulmuş olabilir ve olaya ilişkin sağlıklı bilgiler veremeyebilirler. Aile içi şiddet olayları özel alanda meydana geldiğinden ve genellikle mağdurun en yakınlarının suçun faili olması nedeniyle çoğu zaman suçlular gizlenmekte ve vakaların boyutları net biçimde ortaya konamamaktadır. Bu yüzden sadece mağdur ve şikayetçi beyanları ile sınırlı kalınmamalı, çevresi ile yakın akrabalarının da bilgi ve görgülerine başvurularak gerekli araştırmalar yapılarak olaya ilişkin tüm detaylar tespit edilmelidir.
Tablo 2. Jandarma Tarafından Yapılacak Mağdur İşlemleri Tablosu
Başa Dön
Şüpheli İşlemleri
Şüpheli İşlemleri de CMK ve 6284 sayılı Kanunların ilgili maddelerine göre yürütülür. İfade ve sorgunun tarzı CMK md. 147’de verilmiştir.
İfade ve sorgunun tarzı
CMK- Madde 147 – (1) Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde aşağıdaki hususlara uyulur:
a) Şüpheli veya sanığın kimliği saptanır. Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür.
b) Kendisine yüklenen suç anlatılır.
c) Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir.
d) 95 inci madde hükmü saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı derhâl bildirilir.
e) Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu söylenir.
f) Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır.
g) İfade verenin veya sorguya çekilenin kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınır.
h) İfade ve sorgu işlemlerinin kaydında, teknik imkânlardan yararlanılır.
i) İfade veya sorgu bir tutanağa bağlanır. Bu tutanakta aşağıda belirtilen hususlar yer alır:
- İfade alma veya sorguya çekme işleminin yapıldığı yer ve tarih.
- İfade alma veya sorguya çekme sırasında hazır bulunan kişilerin isim ve sıfatları ile ifade veren veya sorguya çekilen kişinin açık kimliği.
- İfade almanın veya sorgunun yapılmasında yukarıdaki işlemlerin yerine getirilip getirilmediği, bu işlemler yerine getirilmemiş ise nedenleri.
- Tutanak içeriğinin ifade veren veya sorguya çekilen ile hazır olan müdafi tarafından okunduğu ve imzalarının alındığı.
- İmzadan çekinme hâlinde bunun nedenleri.
Şiddete maruz kalmış mağdura ait sağlık raporu ile intikal eden olaylarda şüpheliye ulaşılamazsa Savcılığa bilgi verilir ve savcının talimatına göre şüpheli bulunduğu yerden gidip alınır ve yakalama yapılır.
Şüpheliye ulaşılmış ve şüpheli jandarma birimine gelmiş ise önce sağlık kontrolü yaptırılır sonra ifadesi avukatı (kendi avukatı yoksa Baro tarafından atanır) eşliğinde alınıp, sağlık raporları tamamlanır ve savcılığın talimatına göre mevcutlu veya ikmalen dosyası Savcılığa gönderilir.
Kadına yönelik aile içi şiddet vakalarında, aşağıda açıklanacağı üzere, Ceza Muhakemeleri Kanunu’na göre yürütülen adli işlemlerle beraber 6284 sayılı Kanunun çerçevesinde de işlemler yapılması gerektiğinden yukarıda sayılan tüm işlemlerde tutulan tutanak ve formlarda olayın TCK’da belirtilen suçun tanımı ile beraber 6284 sayılı Kanun’a göre muhalefet ibaresi de eklenmelidir.
6284 sayılı Kanuna göre şüpheliye yönelik önleyici tedbir kararı alınmışsa karar kendisine tebliğ edilir ( Tedbir kararı tebliğ tebellüğ belgesi) ve kararı ihlal ettiği takdirde zorlama hapsine tabi tutulacağı hususu ihtar edilir.
Şüpheli tedbir kararını ihlal etmişse ve bunun üzerine yakalanmışsa derhal tutanak tutulur, durum Savcıya haber verilir ve Savcının talimatı doğrultusunda dosyası mevcutlu veya ikmalen Savcılığa gönderilir.
Tablo 3. Jandarma Tarafından Yapılacak Şüpheli İşlemler Tablosu
Başa Dön
Kendimizi Değerlendirelim
Başa Dön
6284 Sayılı Kanuna Göre Alınacak Tedbirler ve Yapılacak İşlemler
Kanunla şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddet veya şiddet tehdidinin önlenmesi amaçlanmaktadır.
Aile içi şiddete maruz kalan kadınların korunması için alınacak önleyici ve koruyucu tedbirlerin süresinde ve yetkili makam tarafından alınması, kadının yaşam hakkının korunması, şiddetin önlenmesi ve bu şiddetten etkilenen diğer üçüncü kişilerin (özellikle çocukların) haklarının korunması açısından çok önemlidir.
- 6284 sayılı Kanun şiddet uygulayana ve şiddete maruz kalana yönelik önleyici ve koruyucu tedbir kararı verme yetkisini kural olarak hakime tanımıştır.
- Bazı hallerde mülki amir tarafından da koruyucu tedbir kararı verilebilmektedir.
-
Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde hakim veya mülki amir tarafından alınacak bu tedbirlerden bazılarını alma yetkisi kolluk amirine de verilmiştir.
- Tedbir kararı ilk defasında en çok 6 ay için verilebilir. Ancak şiddetin veya şiddet uygulama tehlikesinin devam edeceğinin anlaşıldığı hallerde, Jandarma yeniden tedbir kararı alınması için hakim veya mülki amire başvurabilir.
- Bu Kanun kapsamında yapılan başvurularda delil ve belge aranmadığı gibi harç ve işlemler için masraf da alınmaz.
- Tedbir kararlarının verilmesi, kanunun amacını gerçekleştirmeyi tehlikeye sokabilecek şekilde geciktirilemez.
- Koruyucu veya önleyici tedbir kararlarının alınması ve yerine getirilmesi aşamasında şiddet mağduru ile şiddet uygulayan arasında hiçbir şekilde uzlaşma ya da arabuluculuk önerilemez.
Tedbir kararları, düşünülen önlemlerin niteliğine göre Jandarma tarafından ŞÖNİM ile, ŞÖNİM kuruluşu olmayan illerde Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri ile işbirliği içerisinde ivedilikle yerine getirilmelidir.
6284 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Uygulama Yönetmeliği’nde gösterilmiştir. Daha fazla bilgi için bakınız, 6284 sayılı Kanun ve 6284 sayılı Kanun Uygulama Yönetmeliği. Kanun ve yönetmelikte geçen tedbir kararı, ısrarlı takip...vs gibi terimlerin açıklaması için bakınız: 6284 Sayılı Kanun Terimler Sözlüğü.
Türk Ceza Kanunu(TCK) ile 6284 sayılı Kanun’da suç olarak sayılan fiillerin soruşturulması 5237 sayılı CMK’ya göre yapılmaktadır.
Alt Başlıklar:
Tanımlar
Ev içi şiddet: Şiddet mağduru ve şiddet uygulayanla aynı haneyi paylaşmasa da aile veya hanede ya da aile mensubu sayılan diğer kişiler arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddeti ifade eder.
Kadına yönelik şiddet: Kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan hakları ihlaline yol açan ve bu Kanun’da şiddet olarak tanımlanan her türlü tutum ve davranışı ifade eder.
Şiddet: Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı ifade eder.
Şiddet mağduru: Bu Kanunda şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışlara doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan kişiyi ve şiddetten etkilenen veya etkilenme tehlikesi bulunan kişileri ifade eder.
Şiddet uygulayan: Bu Kanunda şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışları uygulayan veya uygulama tehlikesi bulunan kişileri ifade eder.
Şiddet önleme ve izleme merkezleri: Şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmasına yönelik destek ve izleme hizmetlerinin verildiği, çalışmalarını yedi gün yirmidört saat esası ile yürüten merkezleri ifade eder.
Tedbir kararı: Bu Kanun kapsamında, şiddet mağdurları ve şiddet uygulayanlar hakkında hâkim, kolluk görevlileri ve mülkî amirler tarafından, istem üzerine veya resen verilecek tedbir kararlarını ifade eder.
Daha geniş bir liste için bakınız: 6284 Sayılı Kanun Terimler Sözlüğü
Şiddetin İstanbul Sözleşmesi’ndeki tanımı için bakınız: İstanbul Sözleşmesi
Başa Dön
Hakim Tarafından Alınabilecek Tedbir Kararları
Hakim tarafından hem şiddet uygulayana yönelik önleyici hem de şiddete maruz kalana yönelik koruyucu tedbir kararları alınabilir.
Şiddet uygulayana yönelik olarak
Madde 5 – Hakim, şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verebilir:
- Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.
- Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.
- Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.
- Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.
- Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.
- Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.
- Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.
- Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.
- Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.
- Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.
- Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.
Şiddete maruz kalana yönelik olarak
Madde 4 – Aile Mahkemesi hakimi, Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verebilir:
- İşyerinin değiştirilmesi.
- Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi.
- Medeni Kanun’daki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması.
- Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi.
Hakim tarafından, tedbir kararlarının uygulanmasında, teknik araç ve yöntemler kullanılmasına karar verilmesi durumunda, yapılacak işlemler çıkarılacak Yönetmelik hükümleri gereğince yerine getirilecektir.
Başa Dön
Mülki Amir Tarafından Alınabilecek Kararlar
Mülki amir tarafından sadece şiddete maruz kalan kişiye yönelik. koruyucu tedbir kararları alınabilir.
Madde 3 – Mülki amir, Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun göreceği benzer tedbirlere karar verebilir:
- Uygun barınma yeri sağlanması
- Geçici maddi yardım yapılması
- Psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi
- Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması.
- Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanması.
Başa Dön
Kolluk Tarafından Alınabilecek Koruyucu ve Önleyici Tedbirler
Hakkında tedbir kararı verilen kişilerin yerleşim yeri veya bulunduğu ya da tedbirin uygulanacağı yerdeki Jandarma Genel Komutanlığı tarafından atamalarındaki usule göre konu ile yetkili ve görevli Jandarma biriminin komutanı Kanuna göre kolluk amiridir.
Kolluk Amiri tarafından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde;
- Mağdura yönelik olarak onun aydınlatılmış rızası alınarak;
- Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması ve
- Hayati tehlikesinin bulunması halinde, resen geçici koruma altına alınması
tedbirlerinden en uygun olanlarından bir veya birkaçı resen alınabilir.
- Şüpheliye yönelik olarak;
- Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması,
- Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhal uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi,
- Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması ve
- Gerekli görülmesi halinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin haller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması,
önleyici tedbirlerin en uygun olanlarından bir veya birkaçı resen alınabilir.
- Mağdura yönelik olarak alınan koruyucu tedbir kararıyla ilgili olarak, kolluk amiri, evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde mülki amirin onayına sunar. Mülki amir tarafından (48) saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
- Şüpheliye yönelik olarak alınan önleyici tedbir kararıyla ilgili olarak, kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hakimin onayına sunar. Hakim tarafından yirmidört (24) saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
- Tatil günleri sürenin hesabına dahildir. Sürenin bitimi resmi tatil veya hafta sonuna rastlarsa süre, takip eden ilk iş günü sona erer.
Kolluk Tarafından Tedbir Kararlarının Alınmasında Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
Şiddete uğramış veya uğrama tehlikesi bulunan kişiler, bu kişilerin tanıkları veya yakınları tarafından ASPB İl Müdürlüğü’ne, mülki amire, Cumhuriyet Savcılığına, hakime, ŞÖNİM’e yapılan ihbarlardan Jandarma birimine ulaşan sözlü veya yazılı ihbar ve şikayet derhal tutanağa geçirilir.
- Jandarma Birimlerinin Görevi Şiddet Olaylarında Tarafları Barıştırma Değildir. Jandarma birimlerinin (Çocuk Kadın Kısım Amirlikleri ve İlçe J,K.lığı,J.Krk.K.lığı) aile içi şiddet olaylarında tarafları barıştırma gibi bir görevi bulunmamaktadır: Bu nedenle başvurular alınırken maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde gerekli her türlü önlem ve tedbirlerin alınması konusunda gerekli özen gösterilir.
- Kolluk amiri tarafından verilen kararların, olayın niteliğine uygun, açık, net, anlaşılabilir ve infazında tereddüt oluşturmayacak şekilde tesis edilmesi gerekir.
- Tedbir kararlarında, şiddet uygulayanın alınan kararı (Tedbir Kararı Örneği) ihlali halinde zorlama hapsine çarptırılacağı ihtarının kararda yer alması ve bu hususun karar tebliğ edilirken de açıklanıp anlatılması gerekmektedir.
- Kararlar şiddetin uygulandığı hususunda delil ve belge aranmaksızın en fazla 6 ay süre ile verilebilir. Verilen kararlar niteliğine göre süresinde mülki amire veya aile mahkemesine onay için gönderilmelidir.
- Ayrıca tedbir kararları, ilgili kurumlar arasındaki işbirliği ve koordinasyonun sağlanması için verildikleri gün en geç saat 16.00’ya kadar ŞÖNİM’e veya Aile ve Sosyal Politikalar İl/İlçe Müdürlükleri ile J.Gn.K.lığına da gönderilmeli, kararlar kaldırıldıkları zaman da durum aynı şekilde J.Gn.K.lığına bildirilmelidir.
Başa Dön
Kolluk Tarafından Tedbir Kararlarının Uygulanması
Tedbir kararı, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde derhal, diğer hallerde en kısa sürede korunan kişiye ve şiddet uygulayana tebliğ edilerek anlatılır. Alınan kararın ilgili taraflarına tebliğ edilememesi, kararın uygulanmasına engel teşkil etmez.
Barınma Tedbirine İlişkin Görevler
Başa Dön
- Barınma yeri sağlanması tedbirinin kolluk amirince uygulandığı veya korunan kişinin Jandarma biriminde bulunduğu hallerde, en kısa sürede ŞÖNİM’e, ŞÖNİM kuruluşu olmayan illerde Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüklerinin ilgili birimleri ile irtibat kurularak 6284 sayılı kanun kapsamında faydalanılacak kamu kurum ve kuruluşlarına ait konaklama yerlerinin (tesislerin) listesi alınır ve korunan kişi buralara teslim edilir.
- Yukarıdaki işlemi yapmak mümkün olmadığı hallerde, mülki amirin veya acele hallerde kolluk amirinin kararı ile güvenli nakil sağlanıncaya kadar kamu kurum ve kuruluşlarına ait sosyal tesis, yurt veya benzeri konaklama yerlerine getirilen şiddet mağdurlarının, alınan karar ibraz edilmek suretiyle teslimi yapılır. Buralardaki yetkililer karar ibraz edildiği halde mağdurları teslim almadıklarında tutanak tanzim edilir ve durum adli ve mülki makamlara bildirilir.
- Barınma ve iaşe giderleri ile korunan kişilerin nakli; ŞÖNİM tarafından, ŞÖNİM’in bulunmadığı illerde Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri tarafından sağlanır. Barınma ve iaşe giderleri, ŞÖNİM/Aile ve Sosyal Politikalar İl/İlçe Müdürlükleri tarafından ödenir.
- Hayati tehlikesi bulunduğu tespit edilen ve güvenli bir ortama yerleştirilmesi gereken korunan kişiler ile beraberindeki çocukların, konukevi, ilk kabul birimi veya diğer tesislere güvenli bir şekilde yerleştirilmesine kolluk görevlilerince nezaret edilir.
- İlçe J.K.lığı veya Karakollarda korunan kişinin (mağdurun) barındırılması yapılmaz.
- Hakkında barınma yerine yerleştirilmesine re’sen karar verilen şiddet mağdurunun barınma yerinde kalmak istememesi halinde aydınlatılmış rızası alınarak kalmak istediği yere ŞÖNİM ya da Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri tarafından ulaştırılması sağlanacaktır.
Başa Dön
Geçici Koruma Tedbirine İlişkin Görevler
Geçici koruma altına alma tedbir kararının yerine getirilmesinden, hakkında koruyucu tedbir kararı verilen kişilerin adrese kayıtlı nüfus kayıt sisteminde kayıtlı yerleşim yeri veya bulunduğu yer veya tedbirin uygulanacağı yerdeki Jandarma birimleri görevli ve yetkilidir.
- İlçe J./J.Krk.K.lığına yapılan müracaatların değerlendirilmesi sonucunda kişi hakkında “Geçici Süreli Çağrı Üzerine Koruma” kararı alınması halinde, kişinin bulunduğu yere en yakın devriye yönlendirilerek olaya müdahale edilir.
- Aile İçi Şiddet Olayları Kayıt Formuna göre yapılan risk değerlendirmesi sonucu, mağdurun hayati tehlikesinin bulunduğuna ilişkin risk puanının yüksek olması durumunda, “C.Savcılıkları ve Mahkemelerce alınacak Tanık Koruma Tedbirlerine İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik”te yer alan fiziki koruma tedbirlerinden birine (Yakın koruma, konutta koruma, iş yerinde koruma, motorize veya yaya devriye ile koruma, çağrı üzerine koruma) hakim veya mülki amir tarafından, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Jandarma birimi tarafından karar verilmesi halinde, İl J.K.lıkları tarafından yeteri kadar kuvvetle koruma kararının gereği yerine getirilir.
- Hakkında koruyucu ve önleyici tedbir kararı verilen şahsa; şiddet tehlikesi veya kararın ihlali durumunda ulaşabileceği telefon numaraları ile 156 telefon hattı ve sorumlu personel ismi gibi konuların yanında, belirtilen adresten farklı bir adres veya yer değişikliği olması halinde korunan kişiye durum hakkında Jandarma birimine bilgi vermesi gerektiği tebliğ edilir. Hakkında koruma kararı verilen kişilerin adreslerinin değişmesi halinde, koruma dosyası gittiği yerin kolluk birimine en seri vasıta aracılığıyla süratle gönderilir.
- Korunan kişiye, geçici koruma kararının kapsam ve içeriği, şiddet veya şiddete uğrama tehlikesinin varlığı halinde arayabileceği telefon numaraları, Jandarmanın sorumlulukları, korunan kişinin hangi durumlarda Jandarma birimlerine bilgi vermesi gerektiği, hangi Jandarma biriminin geçici koruma hizmetinden sorumlu olduğu ve benzeri hususlar, Jandarma personeli tarafından açıklanır ve geçici koruma kararı korunan kişiye tebliğ edilir.
- Tebliğ edilen hususlara aykırılığın ihbar veya şikayet yolu ile öğrenilmesi halinde durum tutanakla tespit edilir ve Cumhuriyet Savcılığına bildirilir.
Başa Dön
Kimlik, Diğer Bilgi ve Belgelerin Değiştirilmesi Tedbirine İlişkin Görevler
- Hakim tarafından korunan kişinin hayati tehlikesinin bulunması ve diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması halinde kişinin aydınlatılmış rızası alınarak verilen kimlik, diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesi tedbirine yönelik işlemler Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre yapılır.
- Bu tedbir, J.Gn.K.lığı “Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Şube Müdürlüğü” tarafından yerine getirilir. Bu işlem sonucunda değiştirilen bilgi ve belgelerin korunan şahsa teslimi, sorumlu İl J.K.lığı tarafından gizlilik derecesi esaslarına göre yürütülür.
Başa Dön
Kişisel Eşyaların Teslimine İlişkin Görevler
- Mülki amir ya da hakim, talep edilmesi halinde korunan kişiye, şiddet uygulayana ya da bu kişilerin yakınlarına ait kişisel eşya ve belgelerin kolluk kuvvetleri aracılığıyla ve onların nezaretinde kendilerine teslim edilmesine karar verebilir. Teslim alma/etme sırasında kişisel eşya ve belgelerin, tedbir kararında belirtilenlerle sınırlı olmasına özen gösterilir, mevzuatta öngörülen sınırların dışına çıkılmaz ve teslim esnasında gerekli güvenlik tedbirleri alınır.
Başa Dön
Silah Teslimine İlişkin Görevler
- Hakim tarafından, şiddet mağdurunun korunması amacıyla şiddet uygulayan üzerine kayıtlı kişisel silahların kolluğa teslimine karar verilebilir. Şiddet uygulayana ait silahlar, Kanun kapsamında verilen tedbir kararlarının yerine getirilmesinden sorumlu kolluk kuvvetlerince teslim alınarak, güvenli bir yerde muhafaza edilir. Silahları teslim alma ve iade işlemleri tutanakla yapılır. Şiddet uygulayanın, mağdurun beyanına göre ruhsatsız ya da sistemde kayıtlı ruhsatlı silahının olup olmadığı sorgulanır ve olması durumunda mutlaka Cumhuriyet Savcılığına bilgi verilerek gerektiğinde Jandarma tarafından Mahkemeden arama kararı alınarak barınma yerlerinde arama yapılır. Arama işlemi tutanağa geçirilir.
- Hakim tarafından, şiddet uygulayanın, silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesine yönelik karar verilmesi halinde, personelin ilk amiri tarafından, şahsi silah envanterinde kayıtlı olan silah, usulüne uygun olarak mühürlenmesini müteakip, kurumu tarafından muhafaza edilir. Silahı alınan personelin başka bir birliğe tayin olması durumunda, emanetteki silahı, değerli koli olarak, yeni birliğine gönderilir. Kurum amiri, silahı, karar süresinin sonuna kadar bekletir ve tedbirin değiştirildiğine ya da kaldırıldığına dair yeni bir karar verilmedikçe hiçbir şekilde personele iade etmez. Silahı teslim alma ve iade işlemleri; kurum amiri, silahın sahibi ve bir tanık arasında imzalanan tutanak ile yerine getirilir.
Başa Dön
Şiddet Uygulayanın Muayene ve Tedavisine İlişkin Tedbir Kararlarının Uygulanması
Alkol ve Uyuşturucu ya da Uyarıcı Madde Kullanmama ve Bağımlılık Halinde Muayene ve Tedavi
Hakim tarafından şiddet uygulayanın, korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yere yaklaşmaması, bağımlılığının olması halinde, hastaneye yatmak dahil, muayene ve tedavisinin sağlanmasına yönelik karar verilmesi halinde, bu tedavinin sağlanması ve sonuçları ile tedbirin bu kişi üzerindeki etkilerinin takibi ŞÖNİM tarafından ilgili kurum veya kuruluş ile koordinasyon içerisinde yerine getirilir. ŞÖNİM olayın özelliğine göre bu kararın yerine getirilmesi sırasında kolluktan yardım isteyebilir.
Hakkında tedbir kararı verilen kişinin sağlık kuruluşunda tedaviyi reddetmesi halinde durum tutanakla tespit edilerek ivedilikle Cumhuriyet savcılığına ve ŞÖNİM’e bildirilir.
Bir Sağlık Kuruluşunda Muayene ve Tedavi
Hakim tarafından şiddet uygulayanın, şiddet eğilimine yol açan davranışlarını önlemek amacıyla, sağlık kuruluşuna muayene ve tedavisi için başvurması ve tedavisinin sağlanmasına yönelik karar verilmesi halinde kişinin illerde il halk sağlığı müdürlüğüne, ilçelerde toplum sağlığı merkezine başvurması zorunludur.
Şiddet uygulayan, illerde il halk sağlığı müdürlüğü varsa ruh sağlığı şubesi tarafından, ilçelerde toplum sağlığı merkezi tarafından kamuya ait sağlık kuruluşuna sevk edilir. İlgilinin tedaviyi sürdürüp sürdürmediği ve yapılan işlemin sonucu bu birimler tarafından ŞÖNİM’e bildirilir.
Hakkında tedbir kararı verilen kişinin sağlık kuruluşunda tedaviyi reddetmesi halinde durum tutanakla tespit edilerek ivedilikle Cumhuriyet savcılığına ve ŞÖNİM’e bildirilir.
Başa Dön
Tedbir Kararlarının Yerine Getirilmesi ve İzlenmesi
Önleyici tedbir kararlarının yerine getirilip getirilmediği karar süresince, kontrol edilir. Bu kontrol korunan kişinin;
- Bulunduğu konutun haftada en az bir kez ziyaret edilmesi,
- İkinci derece dahil olmak üzere, yakınları ile iletişim kurulması,
- Komşularının bilgisine başvurulması,
- Oturulan yerin muhtarından bilgi alınması ve
- Bulunduğu konutun çevresinde araştırma yapılması
yolu ile yerine getirilir.
Tedbir kararlarının izlenmesine yönelik hizmetler ise ŞÖNİM’ler ŞÖNİM’in bulunmadığı yerlerde Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri tarafından yerine getirilir. Bu kapsamda verilerin toplanarak bilgi bankası oluşturulması ve tedbir kararlarının sicilinin tutulması da ŞÖNİM’ler tarafından yerine getirilmektedir.
Jandarma Genel Komutanlığı Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Şube Müdürlüğü tarafından ise Jandarma birimlerince kendilerine gönderilen veriler ve istatistikler, yıllık rapor haline getirilmekte ve bu raporlar TÜİK ve ASPB ile paylaşılmaktadır.
Tedbir Kararlarının Yerine Getirilmesinde Dikkat Edilecek Hususlar
Kadına yönelik şiddet kapsamında, kadın hakkında yetkili merci tarafından “koruyucu tedbir kararı” verildikten sonra, jandarma birimlerince, mağdur kadına, tehdit veya tedbire konu problemin devam edip etmediği hususu, karar süresince yukarıdaki 4.2.4 başlığında sayılan kontrollerle birlikte telefonla da sorulabilir ve devriye vasıtası ile de kontrol edilir.
Korunan kadının çekinmeden rahatça derdini anlatabilmesi için mümkünse kadın personelin iletişim kurması /telefonla görüşmesi tercih edilir. Bunun için mevcut kadın astsubaylar ve sivil kadın memurlardan istifade edilebilir.
Tedbir kararlarına aykırılığın tespit edilmesi halinde bu husus hakkında tutanak tutulur ve tutanak C.Savcılığına gönderilir. Tedbir kararlarının ihlali halinde hakim tarafından 3 günden 10 güne kadar zorlama hapsi cezası verilebilir. Aykırılığın her tekrarında zorlama hapsinin süresi 15 günden 30 güne kadar çıkabilir. Söz konusu cezalar paraya çevrilemez ve ertelenemez.
Tedbir kararı ile evden uzaklaştırılan kişinin, kararı ihlal ettiği yapılan kontrolde tespit edilirse uzaklaştırılan kişi (fail) karar gereği evden ayrılması hususunda ihtar edilir. Mağdur, her ne kadar uzaklaştırma kararı istemişse de fikrini değiştirdiğini ve şahsın evde kalmasına hiçbir baskı altında kalmadan rızası olduğunu açıkça beyan etse dahi bu durum tutanağa geçirilir ve mağdura ve şüpheliye bu durumda kararın kaldırılması için kararı veren ilgili merciiye başvurmaları gerektiği ve failin karar gereği evden uzaklaşması gerektiği izah edilir. Taraflar uzaklaşmamak konusunda direnirlerse durum C.Savcısına bildirilir ve alınacak talimatlar doğrultusunda hareket edilir.
Tedbir kararlarının alınması ve uygulanması için yapılan iş ve işlemlerin aşamaları ve sonucu hakkında aynı gün en geç saat 16.00’ya kadar en seri vasıtalarla ŞÖNİM’e, ŞÖNİM’in bulunmadığı yerlerde Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne ve J.Gn.K.lığına bildirilir bilgi verilir.
Başa Dön
Kendimizi Değerlendirelim
Başa Dön
Kadına Yönelik Şiddet ve Şiddet Mağdurları ile Görüşme Esasları
Alt Başlıklar:
Kadına Yönelik Şiddet Nedir?
- Kamusal veya özel alanda gerçekleşen,
- Kadına fiziksel, cinsel, psikolojik,ekonomik zarar veya zarar verme potansiyeli taşıyan
- Acı veren, inciten
- Her türlü davranış, tehdit, baskı ve özgürlüğün keyfi engellenmesini içeren
- Cinsiyete dayalı her türlü şiddettir.
Başa Dön
Aile İçi Şiddet Nedir?
Aralarında yakın duygusal bağ bulunan
Yakın yaşam/hayat arkadaşlığı sürdürmüş
- Eski veya şimdiki eşlere
- Birlikte yaşanan kişilere veya
- Diğer aile bireylerine yönelik
her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet aile içi şiddet tanımına girer.
Aynı çatı altında yaşamak şart değildir.
Başa Dön
İstanbul Sözleşmesi’nde Kadına Yönelik Şiddet Tanımı
Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, 2011
“Kadınlara Yönelik Şiddet, bir insan hakları ihlali olarak, kadınlara yönelik ayrımcılığın bir biçimi olarak anlaşılmaktadır. İster kamusal ister özel alanda meydana gelsin; kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zarar veya ıstırap veren veya verebilecek olan toplumsal cinsiyete dayalı her türlü eylem ve bu eylemlerle tehdit etme, zorlama ve keyfi olarak özgürlüğünden yoksun bırakma anlamına gelir.”
“Aile İçi Şiddet, aile içerisinde veya hanede veya mağdur faille aynı evi paylaşsa da paylaşmasa da eski veya şimdiki eşler veya hayat arkadaşları (partnerler) arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet eylemi anlamına gelir.”
“Kadınlara Yönelik Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddet, kadına kadın olmasından dolayı uygulanan ve kadınları orantısız biçimde etkileyen şiddet anlamına gelir.”
Başa Dön
Şiddetin Türleri
FİZİKSEL ŞİDDET
- Tokat atmak, tekmelemek, dövmek
- Kol kıvırmak, bıçaklamak
- Yakmak, kesmek
- Boğmak
- Bir silahla veya bir nesneyle korkutmak
- Öldürmek
- Namus cinayeti
- Kadın sünneti
- Koca ölünce kadını kocanın kardeşiyle evlendirmek, veya kocayla birlikte yakmak
- Çeyiz parası ve benzeri uygulamalar
- Erken evlilik, zorla evlendirme
PSİKOLOJİK ŞİDDET
Kadının ruhsal sağlığını bozmaya yönelik davranışlardır. Bunlardan bazıları;
- Bağırma, küfür etme, azarlama, aşağılama
- Alay etme, isim takma, eksik bulma
- Başkalarının yanında küçük düşürme
- Eve hapsetme
- Ailesiyle, arkadaşlarıyla görüşmesini engelleme
- Terk etmekle veya çocukların velayetini almakla tehdit etme
- Eşyaları kırıp dökme
- Sözel saldırganlık
CİNSEL ŞİDDET
Kadını rıza göstermediği herhangi bir davranışa zorlamaktır.
- Cinselliğin bir tehdit sindirme ve kontrol etme aracı olarak kullanılması
- Kadını rahatsız eden cinsel mesaj taşıyan bakış, jest, mimik, elle ve sözel taciz ve benzeri hareketler
- Açık veya kapalı giyinmeye zorlama
- Kadının cinsel etkinliğini küçümseme
- Cinsel ilişkiye zorlama
- Şiddet içeren cinsel ilişki
- Ters ilişkiye zorlama
- Fuhuşa zorlama, tecavüz
EKONOMİK ŞİDDET
- Kadının çalışmasına izin vermeme veya istemediği halde zorla çalıştırma
- Maaşına, kredi kartına el koyma
- Evin ihtiyaçlarını karşılayacak parayı vermeme
- Kadınının diğer gelirlerine el koyma, kredi vs. gibi kaynaklara erişimini engelleme
- Kadının kendini gerçekleştirmesi ve geliştirmesi için gereksinim duyduğu kurs, eğitim vs. göndermeme, alıkoyma
- Sağlık hizmetinden yararlanmasını engelleme
Başa Dön
Aile İçi Şiddetin Kadın Üzerindeki Etkileri
Kısa Süreli Etkiler:
- Öğrenilmiş çaresizlik
- Günlük düşünme gelecek perspektifini kaybetme
- Yoğun korku, endişe ve panik
- Depresyon, ölüm isteği, intihar
- Suçluluk duygusu
- Öfke patlamaları
Uzun Süreli Etkiler:
- Güvensizlik, yakın ilişkide sorun
- Düşük özgüven, değersizlik, cinsel hayatta zorluklar
- Endişe ve panik atak
- Kendini algılamada bozukluk
- Toplum ve çevreden kopma
Başa Dön
Aile İçi Şiddetin Çocuk Üzerindeki Etkileri
- Korku, üzüntü, öfkelenme, suçluluk duygusu
- Dayağın ve baskının çözüm yöntemi olduğunu öğrenme ve uygulama
- Yalan söyleme
- Babaya karşı öfke
- Benlik imajının sarsılması, güven duygularının zedelenmesi
- Evden kaçma, erken yaşta evlilik yapma
- Psikolojik nedenli fiziksel sorunlar, öfke nöbetleri
- Okula ilgisizlik, başarısızlık
- İrkilme
- Alt ıslatma sık ve uzun süreli ağlama
- Hep şiddet temalarına odaklanma
- Uyuşturucu madde kullanımı
- İntihar eğilimleri
Başa Dön
Aile İçi Şiddetle İlgili Rivayetler ve Gerçekler
- “Evlilik bir özel yaşam alanıdır ve bu ilişkide yaşananlar kimseyi ilgilendirmez” (Kol kırılır yen içinde kalır).
- “Kadınlara yönelik aile içi şiddete yalnızca düşük eğitimli, düşük gelirli ailelerde rastlanır.”
- “Duygusal ya da psikolojik şiddet, fiziksel şiddet kadar kötü değildir.”
- “Kadınlar bilinçaltında şiddetten hoşlandıkları için erkekleri şiddet uygulamaya teşvik edebilirler.”
- “Şiddete neden olan alkol, işsizlik ve uyuşturucu kullanımıdır.”
- “Kadınlar ‘kadınlık görevlerini’ yerine getirmedikleri zaman şiddete maruz kalmayı hak ederler.” (Kadınlık görevleri: Evin, erkeğin, çocukların, evdeki yaşlıların, hastaların bakımı, onlara hizmet ve koca talep ettiğinde cinsel ilişki kurmak vb.)
- “Kadına yönelik şiddet konusunda yasal yöntemlerle yapılabilecek fazla bir şey yoktur.”
Bu rivayetlerde gerçeklik payı var mıdır? Yoktur!
Başa Dön
Şiddete Maruz Kalan Kadınla ve Şiddet Uygulayan Kişiyle Görüşme
Şiddete maruz kalan veya risk altındaki kadınla o andaki durumunun değerlendirilmesi, kadının bilgilendirilmesi ve gerekli olduğu durumlarda kadına uygun hizmeti verebilecek kurum ve kuruluşlara yönlendirilmesi için yapılır. Şiddete maruz kalan kadınla görüşme birçok açıdan günlük konuşmalardan farklıdır.
Görüşme sadece kişilerin yaşadıkları hakkında bilgi toplamayı değil aynı zamanda yaşadıklarına empatik bir yaklaşımı gerektirir. Böyle bir yaklaşım kişiyi doğru tanıma ve anlama için temeldir.
Görüşmede çok önemli bir nokta şiddetin önlenmesi, bir daha tekrar etmemesi ve bu yönde alınabilecek en doğru kararı mağdurun almasını sağlayarak, uygulama sürecinde kedisine destek olunmasıdır
Başa Dön
Etkili İletişim ve Dikkat Edilecek Hususlar
İyi bir görüşme gerçekleştirmek için şiddet mağduru kişi ile etkili bir iletişim kurmak gerekmektedir.
Etkili bir iletişim için gerekli özellikler şöyle sıralanabilir;
- “Konuşurken yüzyüze bakacak şekilde aynı seviyede olmak ve karşımızdakine doğru hafifçe eğilmek,
- Konuşmacıyla göz teması kurmak (onun söyledikleriyle ilgilendiğimizi gösterir),
- Aradaki mesafeyi ne çok uzak ne de çok yakın tutmak,
- Yüz ifadesinin konuşmacının söyledikleriyle tutarlılık göstermesi,
- Yumuşak bir ses tonu ile acele etmeden konuşmak,
- Kafa sallamak, gülümsemek v.b yollarla karşımızdaki kişiyi konuşmaya, kendini açmaya cesaretlendirmek,
- Konuşurken olumlu yaklaşmak ve karşımızdaki kişiyi küçük düşürmekten kaçınmak,
- Açık uçlu sorular kullanmak
- Etkin dinlemeyi kullanmak,
- Geri- bildirim vermek,
- Empati yapmak (iletişimin devamlılığını sağlar)” (Yalın ve ark.2008).
Mağdur ile ifade alma ve görüşmede şu temel noktalara dikkat etmek önemlidir.
- Güvenliğin derhal tesis edilmesi gerekir. Bu güvenlik önlemi, mağdur için, çocuklar için, görüşmeyi yapan kişi ve fail için güvenlik önlemlerinin alınmasını kapsamaktadır.
- Mağdura başta 6284 sayılı kanun ve Türk Ceza Kanunu gibi diğer ilgili kanunlardaki hakları ve yapabilecekleri ile ilgili tüm bilgi ve yönlendirmeler objektif durum üzerinden aktarılmalıdır.
- Acil tehlike doğru değerlendirilmeli ve gereken ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına doğru yönlendirme yapılmalıdır.
- Gizlilik ilkesine uyulmalı, kadın ve çocukların mahremiyetine uyulmalı, deşifre olmamaları sağlanmalı ve güvenlikleri tehlikeye atılmamalıdır.
- Mağdurun kararına saygı duyulmalı, karar yargılanmamalı ve mağdurun isteğine uygun biçimde uygulanmalıdır.
- Yargılayıcı ve şiddeti pekiştiren sorular sorulmasından kaçınılmalıdır.
Ayrıca aşağıdaki bazı ayrıntıları dikkat etmek gerekmektedir:
- Mağdurun yaşadıklarını yargılamadan, küçümsemeden, empatik bir beden ve sözlü dil ile dinlenilmesi gerekir.
- Mağdurun beyanı esas olduğu için, anlattıkları tuhaf veya gerçekdışı gibi gelse de dinlemeye ve doğru soruları sormaya devam edin.
- Mağdurun tepkileri olabilir, ancak bunlar size yönelik değildir. Şiddete maruz kalan kişilerde bu türden tepkilerin olabileceğini unutmayın.
- Mağdurun yaşadıklarından dolayı iletişim kurulmasının zor olabileceği unutulmamalı ve hem sözlü hem de bedensel olarak sabırlı olunmalıdır.
- Mağdurun kendini güvende hissetmediğini ve korkmakta olduğu unutulmamalıdır. O yüzden görüşmeyi kendini güvende ve rahat hissedebileceğin sakın ve güvenli bir mekan ve ortamda gerçekleştirin.
- Şüpheli ve mağduru kesinlikle aynı odada tutmayın.
Başa Dön
Kendimizi Değerlendirelim
Başa Dön
|