|
Ulusal Mevzuat
Kadına yönelik şiddetin en sık görüldüğü ortamların arasında aile yer almaktadır. Kadına yönelik aile içi şiddet (KYAİŞ) çok eski zamanlardan beri bilinmesine karşılık önceleri sadece aileyi (ev içini) ilgilendiren mahrem bir mesele olarak görülmüştür. 1980’lerden itibaren bu anlayış değişmeye başlamış, kadına yönelik şiddetin bir insan hakları ihlali ve halk sağlığı sorunu olduğu kabul edilmeye başlanmıştır. Özellikle bu alanda çalışan kadın örgütlerinin mücadelesi ve kendi kurumlarını oluşturmasına uluslararası sözleşmelerin hızlandırıcı etkisi de dahil olunca 90’ların sonu 2000’lerin başından itibaren yasal değişiklikler yapılmaya başlanmıştır. Bu dönemdeki değişiklikler, kadına yönelik şiddetin yasa koyucular ve kamu otoriteleri tarafından da cinsiyet temelli bir ayrımcılık olarak kabul edilmeye başlandığını göstermektedir.
1998 yılında 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun çıkartılarak “aile içi şiddet” kavramı ve olgusu ilk kez bir hukuki metinde yer almıştır. 2002 yılında Türk Medeni Kanunu(TMK) ve 2005 yılında Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) önemli değişiklikler yapılmıştır. Aile Mahkemeleri ise 2003 yılında kurulmuştur. (4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun) 2006 çıkarılan Başbakanlık Genelgesi , aile içi şiddetle mücadelenin bir devlet politikası haline geldiğinin ve şiddetin çok taraflı bir yaklaşımla önlenebileceğinin açıkça benimsendiği ilk yasal düzenleme olmuştur.
2007 yılında 4320 sayılı Ailenin Korunması Kanunu yeniden düzenlenmiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 24 Mart 2009 tarihinde Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu kurulmuştur. 2010 yılında Anayasanın 10. maddesinde önemli değişiklikler yapılmıştır. 2010 yılını, 2011 yılında İstanbul’da imzalanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) takip etmiştir ve en son 2012 yılında 4320 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılarak daha ayrıntılı tedbirler getiren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun (6284 sayılı Kanun) çıkarılmıştır.
Ulusal çaptaki yasal düzenlemelerde yer alan, kadına yönelik aile içi şiddetle ilgili kavramların çoğu, temelini uluslararası sözleşmelerden almaktadır. Anayasa’nın 90. maddesine göre; usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmeler iç hukukun birer parçasıdır. Bu düzenlemelerin yasalar ile aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde çıkabilecek uyuşmazlıklarda uluslararası sözleşme hükümleri esas alınır. Ör: OPUZ Kararı.
6284 SAYILI KANUN
6284 sayılı Kanunun amacı.. “şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi” (Mad. 1/1) olarak belirtilmiştir.
Bu Kanun mağdurlara yönelik olarak koruyucu, şiddet uygulayan veya şiddet uygulama ihtimali bulunan şüphelilere yönelik olarak ise önleyici tedbir kararı verilmesini hükme bağlamıştır.
Kanunun uygulanmasında uyulacak usul ve esasları belirleyen Yönetmelik ise 18 Ocak 2013 tarihinde çıkartılmıştır. 48 maddelik Yönetmelik ile Kanunda belirtilen şiddetin önlenmesine yönelik tedbirler ile bu tedbirlerin alınması ve uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
Tablo 1’de sayılan bu yasal düzenlemeler kolluk görevlilerinin, aile içi kadına yönelik şiddetin önlenmesindeki rolünü düzenleyen ve uygulanacak prosedürlerde esas alınacak usul ve esasları belirten temel mevzuattır. Bu temel mevzuat içerisinde saydığımız 2012 yılında çıkarılan 6284 sayılı Kanun, getirdiği yenilikler ve kolluğun kadına yönelik şiddetin önlenmesindeki rolünü belirleyen en önemli düzenlemedir.
Tablo 1: Ulusal Yasal Düzenlemeler
- Anayasa ( Özellikle 10. madde, 41. madde ve 90. madde)
- Türk Medeni Kanunu (TMK)
- Türk Ceza Kanunu (TCK)
- Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)
- İş Kanunu,
- 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve Uygulama Yönetmeliği
- Nüfusu 100 bini geçen belediyelere sığınmaevi açma yükümlülüğü getiren 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 14. maddesi,
- 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu
- 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu (aile içi şiddet mağduru kadınlar 18 yaşından küçüklerse bu Kanundaki esaslara göre adli ve idari işlemleri yürütülecektir.)
- Jandarma Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
- 5 Ocak 2013 tarihli-28519 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kadın Konukevlerinin Açılması ve İşletilmesi Hakkında Yönetmelik
- Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Mahkemelerce Alınacak Tanık Koruma Tedbirlerine İlişkin Esas ve Usuller Hakkındaki Yönetmelik
- Adli Kolluk Yönetmeliği
- Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği
- Çocuk ve Kadınlara Yönelik Şiddet Hareketleriyle Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi için Alınacak Tedbirler Konulu 2006/17 Sayılı Başbakanlık Genelgesi,
- Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesine Yönelik Tedbirlerin Koordinasyonu Konulu 2007/6 Sayılı İçişleri Bakanlığı Genelgesi,
- Kadın ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Konulu 2010/10 Sayılı İçişleri Bakanlığı Genelgesi
- Aile İçi Şiddet, Kadına Yönelik Şiddet ve Çocuk Suçlarıyla Mücadelede Jandarmanın Görev Yetki ve Sorumlulukları Yönergesi
- Kolluk Etik İlkeleri
ANAYASA
Anayasa’da KYŞ ile ilgili hüküm bulunmamaktadır.
Şiddetin temel nedeninin kadın ve erkek eşitsizliği olduğu göz önünde bulundurulduğunda, eşitlik ilkesi ile ilgili anayasal düzenlemeler önem kazanmaktadır.
Anayasa, cinsiyet temelli ayrımcılığı reddetmekte, hem yasal hem de fiili eşitliği amaçlamaktadır.
Anayasa tam metin
Anayasa tam metin
İlgili Maddeler:
Cumhuriyetin nitelikleri – Madde 2
- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Başa Dön
Devletin temel amaç ve görevleri – Madde 5
- Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
*Madde 2 ve Madde 5 madde bir arada değerlendirildiğinde, açık şekilde ifade edilmese dahi, bir insan hakları ihlali olan KYŞ’nin önlemesinin ve ortadan kaldırmasının da devletin görevleri arasında yer aldığı görülmektedir.
Başa Dön
Kanun Önünde Eşitlik - Madde 10
- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
- (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 7/5/2010-5982/1 md.)
- Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.
- (Ek fıkra: 7/5/2010-5982/1 md.)
- Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
- Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
- Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
Eşitlik
Anayasa’nın 10. maddesinde cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin kadınlar ile erkeklerin kanun önünde eşit olduğu ve devletin bu eşitliğin yaşama geçirilmesini sağlamakla yükümlü olduğu düzenlenmektedir.
Eşitlik maddesi, hem yasal (de juro) hem de fiili (de facto) eşitliği güvence altına almakta ve bu yönüyle CEDAW ile uyumluluk göstermektedir.
Başa Dön
Temel hak ve hürriyetlerin niteliği - Madde 12(1)
- Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.
Başa Dön
Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı – Madde 17
- Herkes, yasama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
- Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz.
- Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz.
Başa Dön
Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları - Madde 41
- Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
- 2001 değişikliği
- Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar. (Madde 41/2)
- Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır. (Madde 41/4 – 2010 yılında yapılan ek)
Başa Dön
Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü – Madde 11
- Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
- Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz
Başa Dön
Milletlerarası antlaşmaları uygun bulma – Madde 90 (5)
- Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir.
- Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.
- Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.
Başa Dön
Kendimizi Değerlendirelim
Başa Dön
Türk Medeni Kanunu Kanun No. 4721
Medeni Kanun kişilerin, aile, miras, eşya ve borç ilişkileri gibi medeni haklarını düzenler.
Kadın hareketinin etkisiyle TMK’da ayrımcılık içeren maddeler ayıklanarak 2002 yılında değiştirildi. Aile Hukuku bölümünde çok ciddi değişiklikler yapıldı.
Kanun tam metin
Kanun tam metin
İlgili Maddeler:
Hak ehliyeti – Madde 8
- Her insanın hak ehliyeti vardır.
- Bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde haklara ve borçlara ehil olmada eşittirler.
Başa Dön
Erginlik – Madde 11
- Erginlik on sekiz yaşın doldurulmasıyla başlar.
- Evlenme kişiyi ergin kılar.
Başa Dön
Ehliyetin koşulları, yaş – Madde 124
- Erkek veya kadın on yedi yaşını doldurmadıkça evlenemez.
- Hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple on altı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir.
- Olanak bulundukça bu karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.
Başa Dön
Yanılma – Madde 149
Eşlerden biri;
- Evlenmeyi hiç istemediği veya evlendiği kişiyle evlenmeyi düşünmediği halde yanılarak bu evlenmeye razı olmuşsa,
- Eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse evlenmenin iptalini dava edebilir.
Başa Dön
Aldatma – Madde 150
Eşlerden biri;
- Eşinin namus ve onuru hakkında doğrudan doğruya onun tarafından veya onun bilgisi altında bir başkası tarafından aldatılarak evlenmeye razı olmuşsa,
- Kendisinin veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse evlenmenin iptalini dava edebilir.
Başa Dön
Korkutma – Madde 151
Eşlerden biri;
- Kendisinin veya yakınlarından birinin hayatı, sağlığı veya namus ve onuruna yönelik pek yakın ve ağır bir tehlike ile korkutularak evlenmeye razı edilmişse evlenmenin iptalini dava edebilir.
Başa Dön
Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış – Madde 162 (1)
- Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.
Başa Dön
Madde 185
- Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.
- Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.
- Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.
Başa Dön
Konutun seçimi, birliğin yönetimi ve giderlere katılma – Madde 186
- Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler.
- Birliği eşler beraberce yönetirler.
- Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.
Başa Dön
Kadının soyadı – Madde 187 (1), (2)
- Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır.
- Ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir.
*Bu madde eşitliğe aykırı ve ayrımcıdır.
Eşitliğin sağlanabilmesi için, kadının talebine bağlı olarak ve herhangi bir işleme gerek kalmaksızın evlilik süresince de evlenmeden önceki soyadını tek başına kullanabilmesi gerekir.
Başa Dön
Eşlerin temsil yetkisi – Madde 188 (1)
- Eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil eder.
Başa Dön
Eşlerin meslek ve işi – Madde 192
- Eşler, meslek veya iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda değildir.
- Ancak, meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulur.
Başa Dön
Ana ve baba evli ise – Madde 336
- Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar.
- Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velayeti eşlerden birine verebilir.
- Velayet, ana ve babadan birinin ölümü halinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.
Başa Dön
Ana ve baba evli değilse – Madde 337
- Ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir.
- Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa hakim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velayeti babaya verir.
Başa Dön
Madde 339
- Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygularlar.
- Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür.
- Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar.
- Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terk edemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz.
- Çocuğun adını ana ve babası koyar.
Başa Dön
Aile konutu – Madde 194
- Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.
- Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir.
- Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.
- Aile konutu şerhini düzenler.
- Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir.
Başa Dön
Eşler birlikte yaşarken – Madde 196
- Eşlerden birinin istemi üzerine hakim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler.
- Eşin ev işlerini görmesi, çocuklara bakması, diğer eşin işinde karşılıksız çalışması katkı miktarının belirlenmesinde dikkate alınır.
- Bu katkılar, geçmiş bir yıl ve gelecek yıllar için istenebilir.
Başa Dön
Birlikte yaşamaya ara verilmesi – Madde 197
- Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
- Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
- Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.
Başa Dön
Kendimizi Değerlendirelim
Başa Dön
Türk Ceza Kanunu No. 5237
Ceza Kanunu’nda yer alan düzenlemelerin bir kısmının mağdurları ya genellikle ya da her zaman kadınlardır.
Meşru savunma, haksız tahrik, azmettirme, yalan tanıklık gibi bazı düzenlemeler ise KYŞ vakalarına dair yargılamalarda sıklıkla karşımıza çıkan düzenlemelerdir.
Ceza Kanunu’nda suçla ve elbette KYŞ ile mücadeleyi etkileyen suçu bildirmeme, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, suçluyu kayırma gibi düzenlemelere de yer verilmektedir.
TCK’da yer alan kadına yönelik şiddetle ilgili düzenlemelerin listesi
Kanun tam metin
Kanun tam metin
İlgili Maddeler:
- Kasten öldürme – Madde 81 (1)
- Nitelikli haller – Madde 82 (1)
- İntihara yönlendirme – Madde 84
- Kasten yaralama – Madde 86
- Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama – Madde 87(1), (2)
- Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama – Madde 87(3),(4)
- ̇İşkence – Madde 94 (1)
- ̇İşkence – Madde 94 (2), (3), (6)
- Eziyet – Madde 96
- Kötü muamele – Madde 232
- Cinsel saldırı – Madde 102 (1), (2), (3), (4), (5), (6)
- Çocukların cinsel istismarı – Madde 103 (1), (2), (3), (4), (5), (6)
- Reşit olmayanla cinsel ilişki – Madde 104 (1)
- Cinsel taciz – Madde 105 (1)
- Genital muayene – Madde 287
- Suçu bildirmeme – Madde 278
- Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi – Madde 279
- Kendimizi Değerlendirelim
Kasten öldürme – Madde 81 (1)
- Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Başa Dön
Nitelikli haller – Madde 82 (1)
Kasten öldürme suçunun;
- Tasarlayarak
- Canavarca hisle veya eziyet çektirerek
- (...)
- Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı
- Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı
- Gebe olduğu bilinen kadına karşı
- (...)
- Töre saikiyle
işlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Başa Dön
İntihara yönlendirme – Madde 84
- Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi cezalandırılır.
- İntiharın gerçekleşmesi durumunda veya intihara alenen teşvik etme söz konusu ise ceza artırılır.
- İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenler ve cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.
Başa Dön
Kasten yaralama – Madde 86
- Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi cezalandırılır.
- Kasten yaralama basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif ise mağdurun şikâyeti aranır.
-
Kasten yaralama suçunun;
- Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
- Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
- Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
- Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
- Silahla işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza artırılır.
Başa Dön
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama – Madde 87(1), (2)
Kasten yaralama fiili, mağdurun;
- Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
- Konuşmasında sürekli zorluğa,
- Yüzünde sabit ize,
- Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
- Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
neden olmuşsa ceza artırılır.
Başa Dön
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama – Madde 87(3),(4)
- Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre ceza artırılır.
- Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse ceza artırılır.
Başa Dön
İşkence – Madde 94 (1)
- Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Başa Dön
̇İşkence – Madde 94 (2), (3), (6)
Suçun;
- Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,
- Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla işlenmesi halinde ceza artırılır.
- Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde ceza artırılır.
- Bu suçtan dolayı zamanaşımı işlemez.
Başa Dön
Eziyet – Madde 96
- Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi cezalandırılır.
-
Eziyet:
- Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,
- Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe karşı işlenirse ceza artırılır.
Başa Dön
Kötü muamele – Madde 232
- Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- İdaresi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanan kişiye, bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Başa Dön
Cinsel saldırı – Madde 102 (1), (2), (3), (4), (5), (6)
Madde 102 (1) –
- Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdurun şikayeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
Madde 102 (2) –
- Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, oniki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
- Bu fiilin eşe karşı işlenmesi halinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikayetine bağlıdır.
Madde 102 (3) –
- Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
- Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
- Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
- Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
- İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde cezalar yarı oranında artırılır.
Madde 102 (4), (5), (6) –
- Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
- Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
- Mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde ceza artırımını öngören düzenleme, madde metninden çıkartıldı.
Başa Dön
Çocukların cinsel istismarı – Madde 103 (1), (2), (3), (4), (5), (6)
Madde 103 (1) –
- Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
- Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır.
Cinsel istismar deyiminden;
- Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
- Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar anlaşılır.
Madde 103 (2),(3) –
- Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda , on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
Suçun;
- Birden fazla kişi tarafından birlikte,
- İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
- Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
- Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
- Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Madde 103 (4),(5),(6) –
- Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
- Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
- Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Başa Dön
Reşit olmayanla cinsel ilişki – Madde 104 (1)
- Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
- Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın , on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Başa Dön
Cinsel taciz – Madde 105 (1)
Madde 105 (1) –
- Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur.
- Fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Madde 105 (2) –
Suçun;
- Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
- Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
- Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
- Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
- Teşhir suretiyle,
işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
- Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
Başa Dön
Genital muayene – Madde 287
- Yetkili hakim ve savcı kararı olmaksızın, kişiyi genital muayeneye gönderen veya bu muayeneyi yapan fail hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
- Bulaşıcı hastalıklar dolayısıyla kamu sağlığını korumak amacıyla kanun ve tüzüklerde öngörülen hükümlere uygun olarak yapılan muayeneler madde kapsamında değildir.
Başa Dön
Suçu bildirmeme – Madde 278
- İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi cezalandırılır.
- Mağdurun onbeş yaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan engelli olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması halinde ceza artırılır.
Başa Dön
Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi – Madde 279
- Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Suçun, adlî kolluk görevini yapan kişi tarafından işlenmesi halinde ceza artırılır.
Başa Dön
Kendimizi Değerlendirelim
Başa Dön
6284 Sayılı Kanun
Kabul Tarihi: 8/3/2012
Kanun No: 6284
R.G. tarihi: 20 Mart 2012, Salı
R.G. sayısı: 28239
Beş bölüm, 25 madde, 1 geçici madde
İlgili tasarılar, kanun teklifleri ve komisyon raporları için bakınız
http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem24/yil01/ss181.pdf
Kanun tam metin
Kanun tam metin
İlgili Maddeler:
Genel Gerekçe
Anayasa m. 90 vurgusu (CEDAW, CEDAW Komitesi 19 No.lu Genel Tavsiye, BM Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılmasına Dair Bildiri)
«Kadına yönelik şiddet, en yoğun olarak aile içinde yaşanmaktadır. Şiddet; fiziksel, psikolojik, ekonomik açıdan mahrum bırakma ve cinsel şiddet dahil, çok çeşitli şekillerde görülebilmektedir.»
«Kişilere yönelik şiddet, bir insan hakkı ihlalidir. Bu nedenle günümüzde bu sorun özel alan sorunu olmaktan çıkarak toplumsal alanda tartışılmakta ve mücadelesi bir devlet politikası olarak kabul edilmektedir. Kadın-erkek eşitliğinin sağlanması, kadının insan haklarının teminat altına alınması devletlerin sorumluluğundadır.»
«Bu Tasarı öncelikle en temel insan hakkı olan yaşam hakkının korunması, kadın cinayetlerinin son bulması amacıyla kurumların şiddetle mücadelenin her aşamasında aktif rol almasını sağlamayı hedeflemektedir. Yine bu Tasarıda Devletin şiddeti önlemesi, şiddete uğrayanı çok yönlü koruması ve şiddet uygulayan veya şiddet uygulama ihtimali bulunan kişinin, verilecek koruyucu tedbir kararları ile rehabilite edilmesi amaçlanmıştır.»
Kanun’un Amacı
Başa Dön
Kanun’un amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Başa Dön
Kapsamı ve temel ilkeleri
- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, özellikle Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve yürürlükteki diğer kanuni düzenlemeler esas alınır.
- Şiddet mağdurlarına verilecek destek ve hizmetlerin sunulmasında temel insan haklarına dayalı, kadın erkek eşitliğine duyarlı, sosyal devlet ilkesine uygun, adil, etkili ve süratli bir usul izlenir.
- Şiddet mağduru ve şiddet uygulayan için alınan tedbir kararları insan onuruna yaraşır bir şekilde yerine getirilir.
- Kanun kapsamında kadınlara yönelik cinsiyete dayalı şiddeti önleyen ve kadınları cinsiyete dayalı şiddetten koruyan özel tedbirler ayrımcılık olarak yorumlanamaz.
Başa Dön
Tanımlar
Ev içi şiddet: Şiddet mağduru ve şiddet uygulayanla aynı haneyi paylaşmasa da aile veya hanede ya da aile mensubu sayılan diğer kişiler arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddeti ifade eder.
Kadına yönelik şiddet: Kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan hakları ihlaline yol açan ve bu Kanun’da şiddet olarak tanımlanan her türlü tutum ve davranışı ifade eder.
Şiddet: Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı ifade eder.
Şiddet mağduru: Bu Kanunda şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışlara doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan kişiyi ve şiddetten etkilenen veya etkilenme tehlikesi bulunan kişileri ifade eder.
Şiddet uygulayan: Bu Kanunda şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışları uygulayan veya uygulama tehlikesi bulunan kişileri ifade eder.
Şiddet önleme ve izleme merkezleri: Şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmasına yönelik destek ve izleme hizmetlerinin verildiği, çalışmalarını yedi gün yirmidört saat esası ile yürüten merkezleri ifade eder.
Tedbir kararı: Bu Kanun kapsamında, şiddet mağdurları ve şiddet uygulayanlar hakkında hâkim, kolluk görevlileri ve mülkî amirler tarafından, istem üzerine veya resen verilecek tedbir kararlarını ifade eder.
Daha geniş bir liste için bakınız: 6284 Sayılı Kanun Terimler Sözlüğü
Başa Dön
Mülki amir tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları
Madde 3 –
Mülki amir, Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun göreceği benzer tedbirlere karar verebilir:
- Uygun barınma yeri sağlanması
- Geçici maddi yardım yapılması
- Psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi
- Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması
- Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanması
Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde:
- Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması
- Hayati tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması
tedbirleri ilgili kolluk amirlerince de alınabilir.
- Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde mülki amirin onayına sunar
- Mülki amir tarafından kırksekiz saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
Başa Dön
Hâkim tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları
Madde 4 –
Aile Mahkemesi hakimi, Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verebilir:
- İşyerinin değiştirilmesi
- Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi
- Medeni Kanun’daki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması
- Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi
Başa Dön
Hâkim tarafından verilecek önleyici tedbir kararları
Madde 5 –
Hakim, şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verebilir:
- Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması
- Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi
- Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması
- Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması
- Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması
- Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi
- Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi
- Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi
- Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi
- Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması
- Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması
Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde
- Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması
- Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi
- Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması
- Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması
- Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması
tedbirleri ilgili kolluk amirlerince de alınabilir.
- Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onayına sunar.
- Hâkim tarafından yirmidört saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar
Hakim, Kanun’da belirtilen tedbirlerle birlikte Çocuk Koruma Kanunu’nda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirler ile Medeni Kanun hükümlerine göre velayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında karar vermeye yetkilidir.
Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise Medeni Kanun hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla hâkim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.
Başa Dön
İhbar
- Şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin varlığı hâlinde herkes bu durumu resmi makam veya mercilere ihbar edebilir
- İhbarı alan kamu görevlileri bu Kanun kapsamındaki görevlerini gecikmeksizin yerine getirmek ve uygulanması gereken diğer tedbirlere ilişkin olarak yetkilileri haberdar etmekle yükümlüdür.
Başa Dön
Tedbir kararının verilmesi
- Tedbir kararı, ilgilinin talebi, Bakanlık veya kolluk görevlileri ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine verilir.
- Tedbir kararları en çabuk ve en kolay ulaşılabilecek yer hâkiminden, mülkî amirden ya da kolluk biriminden talep edilebilir.
- Tedbir kararı ilk defasında en çok altı ay için verilebilir.
- Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam edeceğinin anlaşıldığı hâllerde, resen, korunan kişinin ya da Bakanlık veya kolluk görevlilerinin talebi üzerine tedbirlerin süresinin veya şeklinin değiştirilmesine, bu tedbirlerin kaldırılmasına veya aynen devam etmesine karar verilebilir.
- Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz.
- Önleyici tedbir kararı, geciktirilmeksizin verilir. Bu kararın verilmesi, bu Kanun’un amacını gerçekleştirmeyi tehlikeye sokabilecek şekilde geciktirilemez.
Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde ilgili kolluk birimi tarafından verilen tedbir kararı şiddet uygulayana bir tutanakla derhâl tebliğ edilir. Talep hâlinde ilgililere kişisel eşya ve belgelerinin kolluk marifetiyle teslimi sağlanır.
Başa Dön
İtiraz
- Kanun’a göre verilen kararlara karşı tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde ilgililer tarafından aile mahkemesine itiraz edilebilir.
- İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
Başa Dön
Tedbir kararlarının bildirimi
- Kanun’a göre alınan tedbir kararları, Bakanlığın ilgili il ve ilçe müdürlükleri ile verilen kararın niteliğine göre Cumhuriyet başsavcılığına veya kolluğa en seri vasıtalarla bildirilir.
- Kanun kapsamında ilgili mercilere yapılan başvurular ile bu başvuruların kabul ya da reddine ilişkin kararlar, başvuru yapılan merci tarafından Bakanlığın ilgili il ve ilçe müdürlüklerine derhâl bildirilir.
Başa Dön
Tedbir kararlarının uygulanması
- Korunan kişinin geçici koruma altına alınmasına ilişkin koruyucu tedbir kararı ile şiddet uygulayan hakkında verilen önleyici tedbir kararlarının yerine getirilmesinden, hakkında koruyucu veya önleyici tedbir kararı verilen kişilerin yerleşim yeri veya bulunduğu ya da tedbirin uygulanacağı yer kolluk birimi görevli ve yetkilidir.
- Tedbir kararının, kolluk amirince verilip uygulandığı veya korunan kişinin kollukta bulunduğu hâllerde, kolluk birimleri tarafından kişi, Bakanlığın ilgili il veya ilçe müdürlüklerine ivedilikle ulaştırılır.
- Bunun mümkün olmaması hâlinde giderleri Bakanlık bütçesinden karşılanmak üzere kendisine ve beraberindekilere geçici olarak barınma imkânı sağlanır. Tedbir kararının ilgililere tefhim veya tebliğ edilmemesi, kararın uygulanmasına engel teşkil etmez.
- Hakkında barınma yeri sağlanmasına karar verilen kişiler, Bakanlığa ait veya Bakanlığın gözetim ve denetimi altında bulunan yerlere yerleştirilir.
- Barınma yerlerinin yetersiz kaldığı hâllerde korunan kişiler; mülki amirin, acele hâllerde kolluğun veya Bakanlığın talebi üzerine kamu kurum ve kuruluşlarına ait sosyal tesis, yurt veya benzeri yerlerde geçici olarak barındırılabilir.
Başa Dön
Tedbir kararlarına aykırılık
- Hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, bu kararın gereklerine aykırı hareket etmesi hâlinde, fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur.
- Tedbir kararının gereklerine aykırılığın her tekrarında, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre zorlama hapsinin süresi onbeş günden otuz güne kadardır.
- Ancak zorlama hapsinin toplam süresi altı ayı geçemez.
- Zorlama hapsine ilişkin kararlar, Cumhuriyet başsavcılığınca yerine getirilir.
- Bu kararlar Bakanlığın ilgili il ve ilçe müdürlüklerine bildirilir.
Madde 104 (1) –
- Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
- Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın , on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Şiddet önleme ve izleme merkezleri"
Başa Dön
- Bakanlık, gerekli uzman personelin görev yaptığı ve tercihen kadın personelin istihdam edildiği, şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmasına yönelik destek ve izleme hizmetlerinin verildiği, çalışmalarını yedi gün yirmidört saat esasına göre yürüten şiddet önleme ve izleme merkezlerini kurar.
Başa Dön
Kurumlararası koordinasyon
- Kanun hükümlerinin yerine getirilmesinde kurumlararası koordinasyon Bakanlık tarafından gerçekleştirilir.
- Kamu kurum ve kuruluşları ile diğer gerçek ve tüzel kişiler, Kanun’un uygulanmasıyla ilgili olarak kendi görev alanına giren konularda işbirliği ve yardımda bulunmak ve alınan tedbir kararlarını ivedilikle yerine getirmekle yükümlüdür.
- Kanun’da öngörülen görevlerin yerine getirilmesi sırasında kamu kurum ve kuruluşlarının personeli Bakanlık görevlilerine yardımcı olurlar.
Başa Dön
Eğitim
- Tüm kamu kurum ve kuruluşları personel ve üyelerinin Kanun’un etkin bir biçimde uygulanması amacıyla Bakanlığın hazırlayıp koordine edeceği, kadının insan hakları ile kadın erkek eşitliği konusunda eğitim programlarına katılmasını sağlar.
Başa Dön
Sağlık giderleri
- Hakkında koruyucu tedbir kararı verilen kişilerden genel sağlık sigortalısı olmayan ve genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi kapsamına da girmeyen veya genel sağlık sigortası prim borcu sebebiyle fiilen genel sağlık sigortasından yararlanamayan ya da diğer mevzuat hükümleri gereğince tedavi yardımından yararlanma hakkı bulunmayanlar bu hâllerin devamı süresince gelir testine tabi tutulmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılır.
Başa Dön
Harçlar ve masraflardan, vergilerden muafiyet
- Kanun kapsamındaki başvurular ile verilen kararların icra ve infazı için yapılan işlemlerden yargılama giderleri, harç, posta gideri ve benzeri hiçbir ad altında masraf alınmaz.
- Yapılan geçici maddi yardımlar gelir vergisi ile veraset ve intikal vergisinden, bu ödemeler için düzenlenen kâğıtlar ise damga vergisinden müstesnadır.
Başa Dön
Davaya katılma
- Bakanlık, gerekli görmesi hâlinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idari, cezai, hukuki her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılabilir.
Başa Dön
Kendimizi Değerlendirelim
Başa Dön
Başbakanlık Genelgesi
2006/17
|
Çocuk ve Kadınlara Yönelik Şiddet Hareketleriyle Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirler ile İlgili Başbakanlık Genelgesi
|
Resmi Gazete Yayın Tarihi: 04.07.2006
|
Resmi Gazete Sayısı: 26218
|
Genelge (PDF)
|
|