Aile İçi Şiddete Uğramış Kadınlara Sunulan Hizmetler
Şiddete uğrayan kadınların ihtiyaçları, tek bir kuruluş tarafından karşılanması mümkün olmayacak kadar çeşitlidir. Barınma yeri, ekonomik destek, sağlık hizmeti, adli yardım, danışma ve dayanışma ihtiyacının her birisi tek bir kurum tarafından karşılanamaz. Kolluk kuvvetleri ile beraber sağlık sektörünün, adalet sisteminin, sosyal hizmetlerin, yerel yönetimlerin, baroların, üniversitelerin ve kadın kuruluşlarının ortak çabası ile önlenebilecek ve onarılabilecek bir sorundur.
KYAİŞ’in ortadan kaldırılması için sunulan hizmetler, önleyici ve müdahale hizmetleri olarak iki başlık altında tanımlanmaktadır.
Önleyici Hizmetler & Müdahale Hizmetleri
Önleyici hizmetler KYAİŞ’in ortaya çıkmasını önlemeyi ve bu sorunun meydana gelmesine yol açan nedenleri saptamayı ve çözüm yolları üretmeyi hedefler. Kadınların güçlendirilmesine ve toplumsal statülerinin yükseltilmesine yönelik çalışmalar ile KYAİŞ’e neden olan ve pekiştiren olumsuz tutum ve davranışların ortadan kaldırılmasını sağlamak üzere yürütülen faaliyetler, önleyici hizmetler kapsamındadır. Örneğin, Jandarma birimleri tarafından KYAİŞ ile mücadele için düzenlenen konferans, seminer, bilgilendirme toplantıları ve çıkarılan devriyeler ile bu eğitim modülünün hazırlanma gerekçesi olan KYAİŞ’in Önlenmesi Projesi de önleyici hizmetler kapsamında yapılan faaliyetlerdendir.
Bu anlayışla 6284 sayılı Kanunda “şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınlar” kapsama alınmış (madde 1), şiddeti önleme ve izleme merkezlerinin (ŞÖNİM) kurulmasına karar verilmiş (madde 14), kurumlar arası koordinasyon ve eğitimin önemine (madde 16) değinilmiştir.
1986’den beri taraf olunan CEDAW sözleşmesi gibi 6284 sayılı Kanuna esas alınan İstanbul Sözleşmesi de önleyici hizmetlere ilişkin taraf devletlere önemli yükümlülükler getirmiştir. Bu nedenle önleyici hizmetlere ilişkin kamusal politika ve uygulamaların uluslararası standart ve normlara uygun bir şekilde arttırılması gerekmektedir.
Müdahale hizmetleri aile içi şiddete maruz kalan kadınları koruyucu ve tedavi edici hizmetlerdir. Kriz durumlarında verilen hizmet ile kriz ortadan kalktıktan sonra verilen hizmetler olarak gruplandırılmaktadır. 6284 sayılı Kanuna Dair Yönetmelikte sayılan geçici koruma (madde 3/ç), konukevi (sığınmaevi, madde 3/i), geçici maddi yardım yapılması (madde 8), geçici koruma altına alma (madde 10) hizmetleri kriz durumları için öngörülmüş tedbirlerdir. Şiddet konusunda ihbarların alındığı telefon hatları (örneğin ALO 183, ALO 156 ve ALO 155 vb.) ve hastanelerde acil servislerde sunulan hizmetler de bu gruba girmektedir.
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü
- Kadına yönelik her türlü şiddet, taciz ve istismarın önlenmesi ve ortadan kaldırılması amacıyla başta yasal çalışmalar olmak üzere, işbirliğine dayalı çalışmalar yapmak;
- Projeler, kampanyalar yürütmek;
- Toplantı, konferans, seminerler düzenlemek;
- Diğer kurum-kuruluşlarca yürütülen çalışmalara katkı sağlamak;
- Kadınlara yönelik koruyucu, önleyici, eğitici, geliştirici, rehberlik ve rehabilite edici sosyal hizmet faaliyetlerini yürütmek ve koordine etmek.
- Konukevleri ve ilk kabul merkezleri KSGM’ye bağlıdır.
ASPB İl/İlçe Müdürlükleri
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (ASPB) (
http://www.aile.gov.tr) , il müdürlükleri ve ilçe müdürlüklerinde, şiddete maruz kalmış kadınların ihtiyaçları doğrultusunda sosyal çalışma yapan görevliler tarafından ücretsiz danışmanlık, rehberlik ve ilgili kurum ve kuruluşlara yönlendirme yapılmaktadır.
ŞÖNİM’lerin henüz kurulmadığı illerde 6284 sayılı Kanun kapsamında yapılması gereken iş ve işlemler ASPB İl Müdürlükleri tarafından yerine getirilmektedir.
ŞÖNİM
6284 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra şiddete uğrayan kadınlara yönelik hizmetleri yürütmek üzere Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM’ler) açılmaya başlanmıştır ŞÖNİM’ler şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin bir biçimde uygulanmasına yönelik olarak, şiddete uğramış ya da şiddete uğrama riski bulunan kişilerin başvurabileceği, ekonomik, psikolojik, hukuki ve sosyal olarak güçlendirici ve destekleyici danışmanlık, rehberlik, yönlendirme ve izleme hizmetlerinin verildiği, yeterli ve gerekli personelin görev yaptığı ve tercihen kadın personelin istihdam edildiği, çalışmaların 7 gün 24 saat esasına göre yürütüldüğü merkezlerdir. (6284 sayılı Kanun Mad. 14)
Şiddetin önlenmesi ve tedbir kararlarının izlenmesine yönelik hizmetler
- Koruyucu ve önleyici tedbir kararları ile zorlama hapsinin verilmesine ve uygulanmasına ilişkin veri toplayarak bilgi bankası oluşturmak, tedbir kararlarının sicilini tutmak,
- Korunan kişiye verilen barınma, geçici maddi yardım, sağlık, adli yardım hizmetleri ve diğer hizmetleri koordine etmek,
- Gerekli hallerde tedbir kararlarının alınmasına ve uygulanmasına yönelik başvurularda bulunmak,
- Bu kanun kapsamındaki şiddetin sonlandırılmasına yönelik programlar hazırlamak ve uygulamak,
- Bakanlık bünyesinde kurulan çağrı merkezinin bu kanunun amacına uygun olarak yaygınlaştırılması ve yapılan müracaatların izlenmesini sağlamak ve şiddetin sonlandırılması için çalışan ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapmaktır.
Şiddet mağduru kişilere yönelik hizmetler
- Barınma yeri sağlanması
- Geçici maddi yardım
- Rehberlik ve danışmanlık hizmetleri
- Hayati tehlikenin bulunması halinde geçici koruma altına alınmasının takibi ve izlenmesi
- Kreş yardımı
- Hukuki destek
- Tıbbi destek
- İstihdama yönelik destek
- Çocuklar için burs
- Eğitim-öğretim konusunda destek sağlamaktır
Şiddet uygulayan/uygulama ihtimali bulunan kişilere yönelik hizmetler
- Hakim kararıyla, kişi hakkında ayrıntılı sosyal araştırma raporu hazırlama
- Karar makamlarının talebi halinde, tedbirin kişi üzerindeki etkilerine dair rapor hazırlama
- Eğitim ve rehabilitasyon programlarına yönlendirme
- Sağlık kuruluşunda muayene veya tedavi için yönlendirme
- Meslek edindirme kurslarına yönlendirme
ŞÖNİM’lere başvuran kadınların ve beraberindeki çocuklarının ilk gözlemleri ve tıbbi kontrollerinin yapıldığı
ilk kabul birimleri ile geçici süre ile barınma ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulan
kadın konukevleri de ŞÖNİM’lere bağlı olarak faaliyet göstermektedirler.
Sığınmaevleri
Kadın Konukevleri fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik ve sözlü istismara ve ya şiddete uğrayan kadınların, şiddetten korunması, psiko- sosyal ve ekonomik sorunlarının çözülmesi, güçlendirilmesi ve bu dönemde kadınların varsa çocukları ile birlikte ihtiyaçlarının da karşılanmak suretiyle geçici süreyle kalabilecekleri yatılı sosyal hizmet kuruluşlarıdır. Mayıs 2014 itibariyle toplam 129 kadın konukevi hizmet vermektedir.
Kadın Konukevine kabulünü isteyen kadınlar İl Müdürlüklerine, ŞÖNİM’lere, sağlık kuruluşlarına, adli makamlara, sivil toplum kuruluşlarına ve ya kolluğa başvurabilirler.
- Yapılan başvurular ŞÖNİM, ŞÖNİM’lerin bulunmadığı illerde ise Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüklerince değerlendirilmektedir.
- Kalma süresi, kadının ilk kabul birimine kabul tarihinden itibaren altı aydır.
- Kadın konukevlerine kabul edilen kadınlardan, hiçbir geliri olmayan veya geliri olup temel ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz olduğu saptanan kadınlara ve varsa beraberindeki çocuklarına harçlık, giyecek, tedavi, eğitim, yol giderlerinin karşılanması konusunda bütçe olanakları ölçüsünde yardım yapılmaya çalışılarak bakım ihtiyaçları karşılanmaktadır.
ALO 183
ASPB’na bağlı olarak çalışan ALO 183 hattı (
http://alo183.aile.gov.tr)
- Şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi bulunan ve desteğe gereksinimi olan kişilere psikolojik, hukuki ve ekonomik alanda danışmanlık hizmetleri sunmakta ve yararlanabilecekleri hizmet kuruluşları konusunda bilgi vermektedir.
- ALO 183 ücretsiz bir danışma hattıdır.
- 7 gün 24 saat esasıyla hizmet vermektedir.
İlk Kabul Birimleri
Şiddet mağduru kadın, ilde konukevi bulunmaması/kapasitesinin yeterli olmaması veya kadının şartlarının doğrudan konukevine yerleşmeye uygun bulunmaması durumunda ilk kabul birimine kabul edilir.
Sağlık Kuruluşları
Sağlık ocağı, sağlık evi, aile hekimliği, aile sağlığı merkezi, toplum sağlığı merkezi, hastanelerin acil servisleri ve 112 acil müdahale hattı şiddete uğrayan kadınların en çok başvurdukları yerlerdir. Sağlık kuruluşlarında, şiddete uğrayan kadınların tedavileri yapıldıktan sonra şiddeti belgeleyen raporlar düzenlenir.
Adli Tıp Kurumu ise şiddete maruz kalan kadınların kolluk kuvvetlerine ya da Cumhuriyet Savcılıklarına başvurdukları zaman sağlık raporu almak için sevkedildikleri sağlık kuruluşudur.
Ayrıca sağlık mesleği mensuplarının aile içi şiddete uğrayan bir kadın kendilerine başvurduğunda durumu Savcılığa bildirmeleri yükümlülüğü bulunmaktadır. TCK 280. maddesine göre; tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler görevlerini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaştıklarında durumu yetkili makamlara (Cumhuriyet Savcısı veya Kolluk) bildirmek zorundadırlar.
Adli Kurumlar
Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Aile Mahkemesi Hakimleri kadına yönelik aile içi şiddetin önlenmesinde görev yapan adli kurumlardır.
Jandarma merkezlerine yapılan suç ihbar ve şikayetleri savcılar tarafından soruşturulur. Son yıllarda büyük şehirlerde Savcılıklar bünyesinde kadına yönelik şiddet suçlarının soruşturulmasında görev yapmak üzere uzmanlık büroları kurulmaya başlanmıştır. Örneğin Ankara Adliyesinde Aile İçi Şiddet Suçları Soruşturma Bürosu ile Ayrımcılık ve Cinsel Dokunulmazlığa Karşı İşlenen Suçlar Bürosu adıyla iki ayrı büro kurulmuştur.
http://www.ankara.adalet.gov.tr/sayfalar/AdliyeCalisma/IsBolumu/GorevBolumu.pdf
Aile Mahkemesi Hakimleri ise Türk Medeni Kanunu ile 6284 sayılı Kanun kapsamında alınabilecek tüm tedbir kararlarını alırlar. Aile Mahkemelerinin bulunmadığı illerde bu görevler Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından yerine getirilir. Aile Mahkemelerine doğrudan başvurulabildiği gibi kolluk veya savcılık kanalıyla da başvurular yapılabilir.
Valiler ve Kaymakamlar
6284 sayılı Kanun ile mülki idare amirlerine KYAİŞ’in önlenmesinde önemli görevler verilmiştir.
İlçelerde kaymakam illerde ise vali o yerin mülki idare amiri olarak kadınların doğrudan ya da kolluk marifetiyle başvurusu üzerine, barınma yeri sağlanması, geçici maddi yardım yapılması, psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi, geçici koruma altına alınma ve çocukları için kreş imkanının sağlanması gibi tedbirleri alabilmektedirler.
Barolar
Barolar avukatların meslek örgütleridir. Ceza Muhakamesi Kanunu’na göre mağdur ve şüpheliler için zorunlu avukatlık hizmetleri Barolar tarafından verilir. Ayrıca, avukatlık ücretini karşılama olanağı bulunmayan kişiler, Baroların Adli Yardım Bürolarına başvurarak ücret ödemeden hukuki destek alabilmek için avukat görevlendirmesini isteyebilirler.
Öte yandan Türkiye genelinde pek çok Baro bünyesinde kadın danışma merkezleri bulunmaktadır ve buralarda şiddete maruz kalan tüm kadınlara ücretsiz danışmanlık hizmetleri sunulmaktadır.
(
http://www.barobirlik.org.tr/Detay19809.tbb)
Yerel Yönetimler
Yerel yönetimler içinde kadınlara hizmet sunan en önemli kurum Belediyelerdir. Pek çok belediye bünyesinde kadın danışma merkezleri bulunmakta ve kadınlara ücretsiz psikolojik, tıbbi ve hukuksal destek yanında ekonomik destekler de verilebilmektedir. Bazı belediyelere bağlı sığınmaevleri de bulunmaktadır.
(
http://www.tbb.gov.tr)
5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamında nüfusu 100 bini aşan belediyelere sığınmaevi açma yükümlülüğü getirilmiştir. Kadın ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi başlıklı 2010/10 No’lu İçişleri Bakanlığı Genelgesi ile yerel yönetimler bünyesinde kadın-erkek eşitlik komisyonları oluşturulması, kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik hizmetlerin geliştirilmesi, tüm yerel politika ve hizmetlerin cinsiyete duyarlı hale getirilmesi istenmiştir. Bu kapsamda son yıllarda bazı belediye meclisleri ile il genel meclisleri bünyesinde eşitlik komisyonları kurulmuş ve bu komisyonlar KYAİŞ’in önlenmesine yönelik yerel düzeyde faaliyetler yürütmeye başlamışlardır.
İl Özel İdareleri ve muhtarlıklarda şiddete maruz kalan kadınların özellikle destek ve danışmanlık hizmetleri için başvurdukları yerlerdendir.
Sivil Toplum Kuruluşları
Kadın kuruluşları özellikle 1980’lerden sonra KYŞ’in gündeme gelmesinde ve bu sorunla mücadelede yol alınmasında son derece etkili olmuşlardır. 1987 yılında başlatılan “Dayağa Hayır” ve 1989 yılında yapılan “Mor İğne” kampanyaları sonucunda sığınmaevleri ve kadın dayanışma merkezleri açılmaya başlanmıştır. 1990’lı yıllardan itibaren şiddet mağduru kadınlarla dayanışmak ve danışma hizmeti vermek için dernekler ve vakıflar kurulmaya başlanmıştır. Örneğin 1990 yılında İstanbul’da Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı (
https://www.morcati.org.tr/tr/) ve 1993 yılında Ankara’da Kadın Dayanışma Vakfı (
http://www.kadindayanismavakfi.org.tr/) kurulmuştur. 1993 yılında Ankara’da Altındağ Belediyesi ile işbirliği içinde ilk bağımsız kadın sığınmaevi açılmıştır. 1998 yılından itibaren kadın kuruluşları her yıl kadın sığınakları ve dayanışma merkezleri kurultayı düzenlemeye ve kendi topladıkları verileri açıklamaya başlamışlardır (
http://www.siginaksizbirdunya.org/)
Günümüzde pek çok kadın kuruluşu, kadın danışma merkezleri ve bağımsız sığınmaevleri ile şiddete maruz kalan kadınlara ulaşmakta ve hizmet vermektedir. Bu merkezlerde, şiddete maruz kalan kadınlara ücretsiz psikolojik, hukuki ve ekonomik konularda danışmanlık ve rehberlik yapılmaktadır.
Kadın kuruluşları ile iletişim ve işbirliği hem yasal düzenlemelerin bir gereği hem de KYAİŞ’in önlenmesi için elzemdir. Bu alanda gönüllü hizmet veren kadın kuruluşların uzun yıllardır biriktirdikleri deneyim ve edindikleri uzmanlıklar, kamu politikaları ve hizmetlerinin geliştirilmesi için her zaman birincil kaynak ve itici bir güç olmuştur.
Kendimizi Değerlendirelim